Ankaradaki Saldırı kimin işi?
Ankara'daki saldırının iz bırakmadan ancak büyük bir devlet istihbaratının devreye girmesi ile yapılabileceği analizi öne çıktı.
Devletin zirvesi, saldırıyı tüm boyutları ile masaya yatırırken, saldırının DAEŞ, PKK, DHKP-C ve MLKP gibi terör örgütlerinin tek başına yapabileceği düzeyin üstünde bir profesyonellikle gerçekleştiği değerlendirmesinde bulunmuş.
BENCE BİR DEĞİL "BİRKAÇ" DEVLETİN PARMAĞI VAR!..
Birileri bize ayağınızı denk alın demek isteyebilir...
Büyük bir oyun oynanıyor. Oyun sadece Türkiye üzerinde oynanmıyor. Bölgesel ve hatta tüm İslam âleminin üzerine oynanıyor.
Dikkat edilirse İsrailin genç bir Filistinli kızı uluorta kameraların önünde öldürdüğü görüntülerin televizyonlarda yayınladığı ve gündeme bomba gibi düştüğü bir dönemde Ankarada 97 kişinin yaşamına mal olan bombalar patlıyor.
Rusyanın Suriyede kayıp verdiği haberleri medyaya düştüğü günün ertesinde Ankarada bombalar patlıyor. ABD ve Rusyanın Suriyede danışıklı dövüş yaptıkları haberlerin gündem oluşturduğu bir günde Ankaranın göbeğinde bombalar patlıyor.
Mesaj bununla bitmiyor. Türkiye ile iş birliği içerisinde olan Mesut Berzaniye de mesaj veriliyor. Ankarada patlayan bombaları ertesi günü Irak Kürdistanı da karışıyor.
Irak Kürdistanının Süleymaniye kentinde başkanlık krizi ve ekonomik sorunları bahane eden protestocular her tarafı yakıp yıkıyorlar. Protesto için başlayan gösteriler, şiddet eylemlerine dönüşüyor. Olaylarda yine insanlar ölüyor.
Her seferinde bir taşeron örgüt bu olayları üstlenebilir. Ama asıl yaptıranı görmezsek bunlarla daha çok uğraşırız.
Bizler bir birimizi; Türk, Kürt, Arap, Çerkez diye ötekileştirir, bir birimize düşman edilirken yetmiş iki milletten oluşan Avrupa, Avrupa Birliği adı altında birleşiyor. Amerika Birleşik Devletler kuruyor. Rusya bünyesinde bulunan ve tamamı ayrı ayrı devlet olanlarla Federasyon kuruyor. Ama biz aynı inanca mensup aynı kültürü yaşayan ve bin yıldır bir arada bulunan kardeş milletler olarak bir birimize düşüyoruz. Bir birimize olan nefretimizi o kadar körüklediler bir birimizin kanını dökerken haz alanlarımız türedi.
Ayık olmamız lazım! Birileri bu güzel vatanı kan gölüne çevirmek istiyor. Bizim kanlarımız aktıkça birilerin iştahı daha da kabarıyor. Kan içici vampirler kana doymuyor. Ama bu kanı bizim ellerimizle içmeye çalışıyorlar. Bizim insanlarımızın kanını bizim insanlarımızın elleriyle içki masalarına meze olarak taşımaya çalışıyorlar.
Çocuklarımıza sahip çıkalım. Tehlike Amerikada değil! Tehlike, Amerikanın ve ya bir başka ülkenin içimizde kiraladığı evlatlarımızdır.
Burada herkese görev düşüyor. Herkes sorumlu davranmak zorundadır. Zulmü dalga dalga yaymak istiyorlar. Zulme razı olmada adaleti de elden bırakmadan çok çalışacağız. Çalışarak önce cehaletimizi yeneceğiz. Cehalet küfre en yakın yol olduğunu bilesiniz. Bilgisizlik felaketti. Ve şunu iyi bilin ki, en büyük güç tank, uçak, atom bombası değildir! En büyük güç bilgidir!.. Bilgiye elde etmek için gece gündüz çalışacağız.
Son zamanlarda katiller sadece insanları katletmiyorlar. Kelimelerimizi bile katlediyorlar. Yeryüzünün en güzel kelimesi olan BARIŞ kelimesi bile tüm savaşlara kılıf yapılarak katlediliyor.
Yeryüzünde bozgunculuk yapan tayfalara, yeryüzünde bozgunculuk yapmayın dediğinizde, biz ancak ıslah edicileriz derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir.
Unutmamak gerekir ki ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağıdır Her barış, demokrasi diyene kanmamak gerek..
Bilgiye ve katledilmemiş barışa hep birlikte erişmek dileğiyle