Ankara kulisleri haber üretmekte verimliliğiyle bilinir. Hem de
her köşede bir kabine kurulur denecek kadar.
Kabine değişikliği iddiaları kimi zaman gündemde ön sıralara yükselir, kimi zaman gerilere gider. Şu sıra yeniden zirve yaptığı günleri yaşıyoruz.
Gelin Ankara kulislerinde konuşulan, kim bilir belki de pişirilen senaryolara birlikte kulak kabartalım.
Senaryolar iki ana başlık altında toplanıyor.
Birinci senaryoya göre Başbakan Erdoğan Mayıs ayında kabine değişikliğine gidiyor. Üç bakanın yerlerine yeni isimler atanacak. Sakın Hangi isimler gidiyor? diye sormayın. Bu kritik bir soru. Amma safsın sen de diye ayıplayanlar olur.
Kimlerin olacağı ayyuka çıkmış, sen hala hangi bakanlar gidecek diye soruyorsungibisinden cevap verenler olur. Siz de devamını sormaya utanırsınız.
Eğer sizin de bazı şeyleri bildiğinizi ucundan kenarından ortaya koyup konuşmayı bir şekilde sürdürmeyi başarabilirseniz isimler de dökülmeye başlar.
İlk dökülen isim kabinenin en popüler bakanı ile ilgili olduğunu söyleyeme gerek yok sanırım. Bulunduğum yerde, AK Partinin içini iyi bildiği bilinen muhatabım, İdris Beyin (İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) yerine gelecek isim kesinleşmiş durumda diyor. Karşınızdaki kişi Tayyip Bey bu kadar yükü taşıyamazdiye devam ediyor.
Başbakan Erdoğanın taşıyamayacağı yükün ne olduğunu ise muhabbetin sonraki kısımlarında öğreniyorum.
İdris Naim Şahin, Parti Genel Sekreteri iken tutarlı, konuşmasını oturup kalkmasını bilen biri ididiye konuşmasını sürdürürken öteki muzipçe cümleyi kesiyor. Şimdi oturup kalkmasını bilmiyor mu diye çıkışıyor.
Söze ilk başlayan hiç takılmadan konuşmasını sürdürüyor:
Reis zaten İdris Beyi İçişleri Bakanlığına getirirken şaka yaptı. Baksanıza AK Partinin internet sitesinde hala (
Genel Sekreter)
diye görünüyor".
Öbürlerini bilmem ama ben meraktan çatlıyorum. Gerçekten partinin resmi internet sitesinde İdris Naim Şahinin özgeçmişinde AK Parti Genel Sekreteri şeklinde diye mi geçiyor sorusu içimi kemiriyor. Kalkıp siteye bakmaktan kendimi zor alıkoyuyorum.
Birden aklıma takılıyor. Yahu Başbakan Erdoğan, kendisine artık Reis denilmesini yasaklamıştı. Hala niye bu sıfatla anılıyor diye bir soru aklıma takılmıyor değil.
Birden konuşmanın seyri değişiyor. Söz önceki günkü Bakanlar Kurulunda konuşulanlara söz geliyor.
Bu kez çok bilmiş edasıyla sözü öbürü alıyor. Önceki günkü Bakanlar Kurulu toplantısında Tayyip Bey 3 bakanı fena haşlamış diye orta yere bomba gibi bir iddia atıyor.
Kimlermiş acaba diye içim içimi yiyor. Buna rağmen çok sıradan bir şey dinliyormuşum gibi renk vermemeye çalışıyorum.
Suat Kılıçı fena haşlamış diye devam ediyor. Gözlüğünün camını bitirmeyi tamamlayan öbürü sanki kabine toplantısını gözlemliyormuş gibi devam ediyor. Haşlar tabii. Parti onun yüzünden yeni bir Şaban Dişli olayı yaşamaktan son anda kurtuldu diye ekliyor.
Beriki sözünü kesmeden devam ediyor.
Ya Erdoğan Bayraktara söylediği o söz ne ya. Yenilir yutulur cinsten değil Ben merakımı kontrol etmem gerektiğini unutup atlıyorum söze.
Çatlatma adamı. Ne demiş Bayraktara? diye soruyorum. Yan gözle Bir de gazeteci olacaksın. Onu da mı duymadın? gibisinden baktı. Karşısındakine doğru konuşmasını sürdürdü.
Kendimi kötü hissettiğimi söylemeliyim. Ama kulis haberciliği yapmanın bir bedeli var. Katlanmam gerek diye kendimi sakinleştiriyorum.
Van depremi sonrasında yaşanan kargaşadan dolayı Tayyip Beyin Şehircilik Bakanı Bayraktara kızgın olduğunu biliyorum. Bunu bütün Ankara gazetecileri biliyor. Ama Ankarada bilmekle yazmak ayrı şeyler.
Tayyip Bey, Erdoğan Bayraktar için hayatımın yanlışısın ifadesini kullanmış." Ben yine çenemi tutamayıp sordum.
Yahu TOKİnin başında başarılı bulduğu için onu önce Meclise sonda da bakanlık koltuğuna taşımadı mı? Yine Çok safsın gibisinden baktı. Sanki konuşmasının seyrini değiştirmemiş, zaten anlatacakmış gibi devam etti.
TOKİdeki başarı bütünüyle Tayyip Beyin başarısı. Erdoğan bey kendine verilen emirleri yerine getirdi. Tayyip Bey TOKİnin hemen her şeyi ile bizzat ilgilendidedi.
Ben de O da bir şey mi gibisinden ortadaki menüye katkıda bulunayım diye daha önemli bilgileri ortaya koydum. Ya şu yeni Vanın yerleşim yeri ile ilgili yaşananlara ne demeli. Yeni Vanın zemin etüdü olumsuz çıkmış. Kamuoyundan gizliyorlarmış dedim.
Sen misin bunu söyleyen sanki poker masasındayız. Muhatabım, benim elimdeki kağıtlar daha önemli resttavrıyla Ben söylemedim ama biliyorsunuz TOKİ Şehircilik Bakanlığına bağlanacaktı. Tayyip Bey hala TOKİyi Erdoğan Bayraktara bağlamadı diye bendeki bilginin üstüne çıktı.
Bu kadarı yeterdi artık. Bayraktarın TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabelle kavgalı olduğunu, BaşbakanErdoğanın Talimatları Erdoğan Bayraktardan değil benden alacaksın dediği bilgisini paylaşmaya bile gerek görmedim.
Bu kadar yazdıktan sonra aklıma birden Haber Koordinatörümüz Ahmet Memişin bana söylediği sözler geldi. Bana Artık yazmalısın dedikten sonra ilk tavsiyesi vardı. Yazının okunmasını istiyorsan fazla uzatmamalısın sözleri, yazının burasında yüreğime zonk diye oturdu.
Senaryonun ikinci ayağını da burada yazarsam, daha başlamadan köşemden olurum. En iyisi onu bir sonraki yazıya bırakayım.
ROTAHABER