ŞANİMDER: Mesele sadece Mısır değil

Şanimder Başkanı Abdurrahman Kırıkçı, Mısır’da Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Müsri’ye karşı yapılan askeri darbeye imalı tepkide bulunarak “Mesele sadece Mısır değil” dedi.

ŞANİMDER: Mesele sadece Mısır değil

İşte Kırıkçı’nın açıklaması; “Son günlerde Mısırda meydana gelen gelişmeleri yakından izliyor,  endişe verici  gelişmelerin yaşandığını gözlemlemekteyiz. Gözgöre göre İhvanı müslimine karşı bir darbenin yapıldığını ve ordunun hiçbir mesnede dayanmadan keyfi olarak yönetime el koyduğuna hepimiz şahit olduk.

Mısırda yapılan bu darbenin sadece Mısırın Müslüman halkına yapılan bir darbe olmadığına inanıyoruz. Bu darbenin siyonoist ve emperyalist odaklar tarafından ortadoğudaki tüm Müslüman halklara karşı yapıldığını çok net bir şekilde görmekteyiz. Meselenin ortadoğudaki Müslüman halkların uyanışına karşı yapılmış bir operasyon olduğu aşikardır. Bu yüzden Mısır İslam alimleri birliğininde fetvasına dayanarak bu darbeye karşı her Müslüman ferdin tepki göstermesi inancımızın gereğidir. Zira şiddete başvurmayan, kiliselerin dahi güvenliğini sağlamaya çalışan, barışın hakimiyeti için mücadele veren silahsız halkın üzerine Sisi ordusunun ateş açarak katliam yapması firavuni bir tutumdur.

Parlamento seçimlerinde % 70 gibi ezici bir sonuçla parlamentoda temsil edilen, ve % 51 gibi bir oranla da cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursinin darbeyle tutuklanarak al aşağı edilmesi ve yerine % 9 oy almış bir partinin yöneticilerinin ülke yönetimine getirilmesinin hiçbir açıdan makul kabul edilecek bir dayanağı yoktur. Bu tavır, azınlığın çoğunluğa hakimiyetinden başka bir şey değildir. Böyle bir anlayışın kapitalist ve emperyalist dünyanın en çok savundukları ve sıkıştıkları zaman çöpe attıkları demokratik sistem kavramı içersinde dahi bir karşılığı ve izahı yoktur. Amaç; halkları müslüman olan Ortadoğu ülkelerini Türkiyeyi, Mısırı, Irakı, suriyeyi, Filistini, Libyayı, Cezayiri, Tunusu ve Körfez Ülkelerini yalnızlaştırmak ve bu ülkeleri savunmasız bırakarak kendi kuklalarıyla yönetmektir. Kendi atadıkları bu kukla yönetimlerle bu ülkelerin yani Müslümanların yer altı kaynaklarını ve enerji koridorlarını ve çağımızın en önemli ihtiyacı olan su kaynaklarını kontrol altına almaktır.

Emperyalist ve sömürgeci batı dünyasının Arab baharı sürecinde bazı ülkelerdeki stratejileri ters tepince, bu sefer israilin güvenliğini sağlamak için, yeni entrikalara başvurarak bu ülkeleri tekrar karıştırmak gibi bir yol haritası çizdiğini net bir şekilde görmek lazım. Bu yeni yol haritası içersinde Türkiye içinde bir plan hazırlanmıştı. Gezi parkı olayları bu plan kapsamında şekillendirilmeye çalışıldı ama tutmayınca Mısır planı devreye konuldu. Artık herkes bunları net bir şekilde görmelidir.

Mesele Mursinin başarısızlığı değil,mesele gezide üç beş ağaç değil, mesele Tayyip Erdoğanın üslubu değil. Mesele toplum mühendisliği yaparak, halkı  bu yalanlara inandırıp bu liderlerin şahsında halkı müslüman olan ülkelerde kargaşa çıkarıp mezhep şavaşları çıkarmaktır. Müslüman Ortadoğu halkını birbirine kırdırmaktır. Afganistan, Pakistan, Çeçenistan, Irak, Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün, Yemen, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır bunlara en basit ve bilinen Örneklerdir. Halkı birbirne kırıdıramadıkları yerlerde ise bu katliamı kendileri yapıyorlar. Burma, Doğu Timor, Azarbeycan, Bosna yakın tarihin en bilindik örnekleridir.

Şunu  çok açık söylemek isterim ki; Müslümanlar ne teröristtir ne barbardır. Nede Araplar algılarımıza yerleştirlmeye çalışıdığı gibi haindir. İslam inancını almış insanlar barbar ve cani olamazlar. Yıllardır batı dünyasının toplum mühendisliğiyle bilinç altımıza yerleştirdiği bu ve benzeri tezleri ve kalıpları zihinlerimizden atmalı ve her şeyi yeni baştan düşünmeliyiz. Yani Düşünce sistematiğimizi resetleyip yeni baştan programlamalıyız.

Sonuç olarak mesele;’’ Hak ve batıl kavgasıdır.’’

‘’Zalimler istemezse de Allah nurunu tamamlayacaktır.’’