Anadolu Meclis Önünde Buluştu
Anadolu’nun doğasını savunanlar Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı'nı protesto etmek için Ankara'da TBMM'nin önünde basın açıklaması için bir araya geldi. 200’e yakın yerel ve ulusal ölçekteki oluşumun destek vereceğini duyurduğu basın açıklamasına Anadolu’nun dört bir yanından gelenler de katıldı.
Katılımcılar adına açıklama yapan Sarıkeçili göçerlerinin lideri Pervin Çoban Savran, “Toprağımızı, suyumuzu, zengin çeşitliliğe sahip Anadolu'muzu yok edecek Tabiatı ve Biyoçeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı Anadolu’nun ölüm fermanıdır. Anadolu halkı bu tasarının Meclis’ten geçmesine izin vermeyecek” dedi.
Savran, şunları söyledi:
“Bugün burada meclis’in önünde toplandık. Buradayız çünkü; yaşadığımız vadilerimizden, köylerimizden, şehirlerimizden sesimizi bugüne kadar buralara ulaştıramadık. Aylardır, yıllardır söylüyoruz, bağırıyoruz…Anadolu’yu vermeyeceğiz! Anadolu bizim köklerimiz, bizim tek yaşam kaynağımız.Durun dedik, davalar açtık, yaşam alanlarımızı yok etmek isteyen iş makinelerine göğsümüzü siper ettik. Anadolu doğasına dokunmayın dedik ama bugüne kadar sesimizi duyuramadık. Ne dediysek Meclis’in duvarlarına çarpıp bize geri döndü. Sabır gösterdik, duyarlar, anlarlar dedik. Ne duyan, oldu, ne anlayan ne de kulak asan.”
Bugüne kadar parça parça yok edenlerin Tabiatı ve Büyolojik Çeşitliliği Koruma Tasarısı adı altında toptan yok etmek için harekete geçtiklerinin altını çizen Savran, bu tasarının Anadolu doğasının ölüm fermanı olduğunu söyledi.
Tabiatı Koruma Kanunu’nun kendisinin tabiatının bozuk olduğunu belirten Savran “20 kişilik bir kurul kuracaklarmış! Bu 20 kişi toplanıp, sit alanları, milli parklar korunsun mu korunmasın mı karar vereceklermiş. Gerekirse bu alanları santrallere açacaklarmış. Orada yaşayan kurdun kuşun, tüm canlıların, bizlerin yaşam alanlarını satma hakkını size kim verdi?” dedi.
Anadolu insanı olarak, kurda kuzu emanet etmeyeceklerini iyi bildiklerini kaydeden Savran şunları söyledi:
“Varolan sit kararlarını yargıya götüreceğini söyleyen sizlere ve bürokratlarınıza doğamızı emanet eder miyiz sanıyorsunuz! Doğayı korumakla yükümlü olan yöneticiler, bizim feryadımıza kulak vermek yerine, gözlerini para hırsı bürümüş bu bir avuç talancı ne isterse onu yapıyor. Onlara sesleniyorum: Oturduğunuz koltuklara bu halkın oylarıyla geldiğinizi unutmayın. Bizler kimseye, doğayı yok etsinler diye vekalet vermedik. Bu nedenle bu yasanın asla bir hükmü olmayacaktır. Anadolu halkı bu tasarının meclis’ten geçmesine asla izin vermeyecektir.Eeğer yasalar doğamızı korumayacaksa halk olarak bizler koruyacağız.Anadolu doğası ve insanı için bu mücadele bir ölüm kalım mücadelesidir.”