Çağın Yezid'i Nusayrî-Alevi Kılığında Hama'da
Nusayrî-Alevi kılığına girmiş çağın Yezidi Hama Kerbelasında ikinci kez katliam yapıyor. 2011 Ramazan'ının ilk gecesinde Hama'ya giren Çağın Yezid'i Oğul Esad, tıpkı 1982'de babasının yaptığı gibi, genç-yaşlı demeden Hama sokaklarında görünen herkese ateş etmeye başladı. İki Yüze yakın insan öldürüldü. Ayrıca Kuzeydeki Deyrü'z-Zor ve Lübnan sınırındaki Zebedani ev Ebu'l-Kemal kasabalarında da katliam yapmaya devam ediyor.
"Alevi kılığına girmiş Çağın Yezid'i" derken kimden söz ettiğimi anladınız. Biliyorsunuz Yezid b. Muaviye, Kendisine karşı huruç eden H. Hüseyin(r.a) ve Ehl-i Beytinin ortadan kaldırılması için Kufe valisi Ubeydullah b. Ziyad'a kesin talimat vermişti. Hicreti 61. yılında, Muharrem ayının onunda, yani Aşura günü olan bir Cuma gününde, altı bin kişilik bir ordu Hz. Hüseyin'in yanında kalan 50 adamını yok etmek için harekete geçtiler. O gün orada, tarihe "Kerbela"Vak'ası" şeklinde geçen bir katliam yaşanmıştı.
Bilindiği gibi, Allah Rasulü'nün torunu Hz. Hüseyin Yezid'in İslam'a aykırı rejimine baş kaldırmak için kıyam etmişti. Fakat kendisiyle birlikte savaşma sözü verenler birer birer arkasından çekilmişler ve Hz. Hüseyi ile Ehl-i Beyti yalnız başlarına kalmışlardı. Fakat yine de, Hz. Hüseyin ve Onun şerefli ehl-i Beytinin Kerbela çölünde susuz ve desteksiz kaldığını ve İbnu Ziyad'ın alt bin kişilik ordusunun hışmına uğrayacaklarını anlayan hamiyet sahibi bazı Kufeliler birer ikişer Hüseyin'in tarafına geçmeye başladılar. Bunu duyan İbnu Ziyad bütün halkı en-Nahile denilen yerde toplatmış ve geçişleri engellemek için Fırat köprüsünü kapatmıştı.
Bugün Hama ve Suriye'nin diğer kentlerinde katliam yapanlar Emevîler değil, maalesef Hz. Ali'nin taraftarı olduklarını iddia eden Nusayrî Alevilerdir. Bilindiği gibi şu anda Suriye'de hüküm süren ve Oğul Esat'ın rejimini oluşturan çekirdek kadro, Başka bir deyimle, ülke yönetimine hâkim olan Ba'as Partisi tamamen Nusayrî Alevilerden oluşmakta ve Suriye nüfusunun sadece yüzde yedisini oluşturmaktadır. Geri kalan nüfusun yüzde doksanı ise Sünni Müslümanlardır.
Bu çağda iş tamamen tersine dönmüş adeta… Nusayrî Aleviler o zamanın Emevilerinin yerine geçmişler, Suriye'li Sünniler de Hz. Hüseyin (r.a) ve Ehl-i Beyt'in durumuna düşmüşler. Oğul Beşşar Esat, Yezid b. Muaviye'nin kılığına girmiş; onun ordu birliklerini yönetenler de Ubeydullah b. Ziyad'ın kisvesine bürünmüşler.
Aldığımız haberlere göre, Suriye ordusundan bazı birlikler, muhaliflerin safına geçtiklerini söyleyerek silahlarıyla halkın arasına karışıyorlarmış; ardından, sırtlarını kendilerine veren muhaliflere ateş ediyorlarmış… Suriyeli Müslümanlar en çok da, Halkın saflarına geçtiklerini iddia eden askerlere içerleniyorlarmış. Gerçekten saf değiştirenler ise Esat'ın ordusunun hedefindeler zaten… Tıpkı İbnu Ziyad'ın Hüseyin'in taraftarlarına ateş ettiği gibi… Çünkü katliam vahşetine şahit olan az sayıdaki askerler daha fazla bu mezalime ortak olmak istemiyor ve halkın safına geçiyorlar. Suriye birlikleri tarafından en çok arananlar da bunlarmış.
Neden Hama ve Deyrü'z-Zor? Çünkü Hama ve Deyrü'z-Zor'da Nusayrî nüfusu hiç bulunmamaktadır. Başka bir deyimle, Ba'as Partisi oralarda çok güçsüz… Kufe valisi İbnu Ziyad Hz. Hüseyin'e "Ya bana bey'at edeceksin ya da hepiniz kılıçtan geçirileceksiniz" demişti. Hz. Hüseyin (r.a) ise: "Ölürüm fakat sana asla bey'at etmeyeceğim. Aksi takdirde yaptığın mezalime ortak olurum" demişti. Çağın Yezid'i Esat da Hama'daki Müslümanların Ba'as Partisine geçip kendi mezalimlerini onaylamalarını istiyor. Onlar da bunu kabul etmiyorlar.
Fakat en çok dikkati çeken de, haksızlığın karşısında dilini yutan, yani şeytan-i Ahras olan İran hükümetinin durumudur. Dikkat buyurun: Bu kadar İslam'ı desteklediğini iddia eden, hatta İran'ı şeriatla yönettiklerini söyleyen, zaman zaman esip kesen dünya devletlerini tehdit eden Ahmed-i Necat, Suriye'in Mart 2011'den beri yürüttüğü mezalime ses çıkarmıyor.
Evet, İran kendi söylemiyle çelişmektedir. Çünkü İslam düşmanı olan Suriye'deki Ba'as rejimini açıkça desteklemektedir. Altmış yıldan beri Suriye rejiminin zulmü altında ezilen Müslümanların katliamdan geçirilmelerine sessiz kalıyor. Neden? Çünkü Suriye yönetimi Nusayrî, yani Alevidir ve İran'ı bu açıdan desteklemektedir. Demek ki, İran'ın İslam'a ve İslamî uyanışa, hatta dünyadaki İslamî hareketlere taraftarlığı küllî yalanmış. Demek ki, gerçekten İran Rejimi, sadece terör hareketlerini desteklemeye aday bir rejim imiş.