Amerikanın Yeni Savaşı
Afganistanın işgalinin dokuzuncu yılı geride kalırken ülkeye barış ve istikrarın geldiğini söylemek güç. ABDnin Iraktan muharip güçlerini çekmesi dünya kamuoyunda Afganistanı biraz daha ön plana çıkaracak.
Yrd. Doç. Dr. Sabri Çiftçi Kansas State University
McChrystalın görevden alınması ile işbaşına gelen Petraeus bölgede izlenecek yeni politikaların habercisi. Bu politikalar bir yandan direniş karşıtı stratejilerle Talibanı zayıflatmak bir yandan da Afganistanda yeni bir devlet inşa etmek fikrine dayanıyor.
Bu yazıda Afganistandaki mevcut durumun özeti verildikten sonra ABD yönetiminin kısa ve uzun vadeli stratejileri tartışılacak. Daha sonra bu stratejilerin neler olduğu ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda ABD yönetiminin henüz net bir tavır geliştiremediği ve Afganistanda güvenlik ve devlet inşasının birbirinden ayrılmaz iki süreç olduğu ortaya konacak. Yazı, Amerikan yönetiminin çıkmazları ve bölgenin geleceğine yönelik genel bir değerlendirme ile son bulacak.
Obamanın başkanlığı ve Iraktan muharip güçlerin çekilmesi ile ABDnin Afganistan politikası yeni bir dönemece girdi.
Bush döneminde, Afganistanda düşük yoğunluklu bir savaş sürdürerek terörü engellemeye yönelik bir strateji izleyen ABD, McChyrstal planı ile direniş karşıtı geniş bir kampanya izlemeye başladı.
Talibanın etkileyici bir gerilla savaşı, ideolojik propaganda ve yerel ittifaklarla ülkedeki en önemli güç haline gelmesi, Obama yönetimini yeni politikalar geliştirmeye itti. Gelinen noktada, 2010 yılının sonuna kadar asker sayısının arttırılarak önce Talibanın zayıflatılması ve güvenliğin sağlanması; ardından da sosyal ve siyasal reformlara yeni bir devlet inşasına gidilmesi planlanmakta.
Bu plandan hareketle Obama, 2011 ortalarından itibaren asker sayısının azaltmayı ve ABDde seçim yılı olan 2012 itibarıyla muharip güçleri çekmeyi düşünmektedir. Bu, aslında Irakta uygulanan planın bir tekrarından ibaret. Fakat ABD yönetiminin bu konuda net bir politika oluşturabildiğini söylemek mümkün değil.
Bir yandan Afganistanın dokusuna uymayan merkeziyetçi bir yapı oluşturulmak istenmekte, diğer yandan da yerel düzeyde kapasite artırımının önemi vurgulansa da bu konuda somut bir adım atılmamaktadır.
Yolsuzlukla mücadele ön plana çıkartılırken, Karzaiye mahkûm olunması bu çabaları boşa çıkartmaktadır.
Bir yandan Taliban ile mücadele edilirken diğer yandan da Taliban liderleri ile görüşülmesi gündeme gelmektedir. Bu çelişkiler arasında, Pakistana gereken önem verilmemektedir. Uluslararası koalisyonu oluşturan ortakların kısa vadede askerlerini çekeceklerini duyurmaları, ABDyi daha da zor durumda bırakmaktadır. ABD, aslında hiç istemediği ve planlamadığı bir savaş yürütüyor Afganistanda. Görüldüğü kadarıyla da bu konuda net bir politika belirlemiş değil.
YAZININ TAMAMINI OKMAK İÇİN TIKLAYIN