Açılımlara Ne Oldu?

Açılımlara Ne Oldu?

On üç Mahkûmun hayatını kayıp ettiği İlimiz E Tipi Kapalı cezaevinde ikinci yangın çıktı. Oysaki gerek Sivil Toplum Kuruluşları gerekse de birçok kesim bu cezaevinin koşulları konusunda daha önce uyarılarda bulunmuştu. Ölen mahkûmlara Allah’tan Rahmet yakınlarına başsağlığı ve Sabri Celil diliyorum.
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesindeki Yeşil taş Karakolu’na roketatar ve havanlarla gerçekleştirilen saldırıya güvenlik güçlerinin karşılık vermesi sonucu 8 askerimiz şehit olurken 16 askerimizde yaralandı. 10 terörist ise etkisiz hale getirildi. Haber böyle veriliyordu. Yaklaşık yarım asırdır hep böyle halkın genelini derinden üzen ve yaralayan haberler veriliyor. İzanlı ve vicdanlı insanlar için bu çok büyük bir işkencedir. Yeter! artık dedirtiyor insana. Bitirecekseniz bitirin artık daha ne kadar genç fidan ölecek. Yetmedi mi? bunca sönen ocaklar, dul kalan kadınlar, yetim kalan çocuklar, yanan ana yürekleri ateş düştüğü yeri yakıyor. Fidanı ölen bir anne’ye dünyaları da verseniz onun yüreğindeki ateşi söndürebilirimsiniz? Kesinlikle söndüremezsiniz çünkü evlat sevgisi dünyalara bedeldir.
Daha önceleri de yazmıştım yine yazıyorum. Bu iş dış güçlerin oyunundan başka bir şey değil neden bu konu anlaşılmaktan güçlük çekiliyor bunu da ben anlamış değilim. Bu işte kim zarar görüyor halkın bütün kesimleri Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez, Zaza her kesim mutlaka bu acıdan pay almış ve bu gidişte almaya devam edecek. Peki, ölen kim öldüren kim dağdaki kim Asker kim hepsi bu vatanın evlatları değimli? Yetmedi mi? Bunca akan kan, dış mihrakların oyunlarına daha ne kadar aldanıp kendimizi yakacağız. Asırlarca bu vatan toprakları üzerinde kardeşçe yaşayıp birlikte şimdi oyunlarına geldikleri düşmanlara karşı omuz omuza kardeşçe vatan, Millet, Namus için savaşmadılar mı? Ki aynı düşmanların oyunlarına gelip kardeş kardeşi gözünü kırpmadan öldürüyor.
Yeter artık tarafların masada bu işi bitirmeleri gerekiyor. Sorunun dağları bombalamakla bitmediği ve bitmeyeceği aşikârdır. Devlet hem maddi olarak hem de manevi olarak zayıflatılmaya çalışılıyor. Hani demokratik açılımlara ne oldu? Yoksa yine her zaman olduğu gibi bazı şer odakları tarafından mı engellendi? Halkın yarısının oyunu alan bir hükümet, şayet bu işi çözemiyorsa, bundan sonra böyle bir hükümet sanırım gelmeyeceğine göre demek ki bundan sonra kesinlikle çözülemez. Buradan bütün din adamlarına, kanaat önderlerine, Aşiret liderlerine, Ağalara sesleniyorum, lütfen sessiz kalmayın Allah için bir şeyler yapın önderliğinizi ve liderliğinizi kullanarak bu işe bir çözüm bulmaya hep birlikte çalışalım. Aksi halde maddi ve manevi olarak hepimiz sorumluyuz. Allah bizden hesabını soracaktır.
Bakın Üstat Bediüzzaman “DİN HAYATIN HAYATI, HEM NURU HEM ESASI, İHYAYI DİNLE OLUR ŞU MİLLETİN İHYASI”DİYE BUYURUR. Çözümlerde din önceliklerimizden olmalıdır. İhmaller sonucu bir mazlumun gözyaşı dünyaya bedeldir. İhmal sonucu bizi ağlatanlar da ağlamalıdır. Yoksa mazlumların ahları bizi yutar. Bozguncular boş durmuyorlar ateşe benzin dökmeye devam ediyorlar. Ve durmayacaklar da. O halde biz Müslümanlar neden çözüme katkı sağlamaya çalışmıyoruz. Katkı anlamında sorumlu olan herkes mesuldür. O halde mesuliyetimizin gereğini yapalım. Lütfen…