Allah(C.C)’ın Rızası Mı Yoksa İsrail'in Rızası mı ?

Allah(C.C)’ın Rızası Mı Yoksa İsrail'in Rızası mı ?

İnsanoğlunun amellerinin kabulü niyetlerine yani niyetlerinde kimin rızasını güttüğüne-talep ettiğine bağlanmış ve sevabı da samimiyet-ihlas derecesine göre belirlenmiştir. İnsanın hiçbir düşüncesi, sözü, fiili bu durumun dışında değerlendirilmez.

“Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”(Bakara:168)   “- İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak.”(En’am:112)

            Şeytan düşman olduğu halde aldatma yoluyla-dost görünümlü olarak sanki hayrımızı ister gibi bazı ibadetleri yapmamıza destek olurcasına isteklendirme yapar ancak bu işinde dahi alt yapısında riya-gösteriş, kibir-büyüklenme duygularına kaptırma çalışmalarının yattığı bir çok büyük şahsiyetinde belirttiği-işaret ettiği gibi görülmektedir...Acaba bu duygularla amel eden bir zat ; şeytanın telkin ve iştahlandırmasıyla-desteğiyle yaptığı bu ibadetten ne derece sevap kazanacaktır? Bir iş zahirde Allah rızası gözetilerek yapılıyor gibi görünsede şeytanın ve nefsin yönlendirmeleriyle gerçekleşiyor ve sonuç olarakta riya-kibir ... gibi kötü hasletlerin karıştığı bir nifak ve fesat ameliyesine dönüşüyorsa o zaman amellerimizi ne niyetle ve kimin isteğiyle niçin gerçekleştirdiğimizi kendimize-nefsimize sıkı bir hesapla sormalıyız...Aksi taktirde kendimizi Cennete ilk girecek biri olarak düşünürken (Allah korusun) amellerimizin gerçek niyetlerinin ortaya çıkacağı o gün rezil-rüsvay olabiliriz...

            Tüm bu niyet saptırmaları sadece cinni şeytanlar için değil insanlardan olan temsilci şeytanları da kapsamaktadır...ki en tehlikelisi bunlardır. Peygamberler ve büyük evliyalar hep insanların niyetini halis ve samimi kılmak için çalıştılar...insi ve cinni şeytanlara karşı uyardılar..

            Günümüz de de yaptığımız her hareketin niyetini iyice sorgulamalı ve destekleyenlerin kim olduğuna dikkat etmeliyiz. Yaptığımız işten kim memnun ve alkışlıyor...

            Bugünlerde İslam adına dünya çapında oynanan oyunlar ve gerçekleşen olaylar ve bizim bu konuda söz ve tavırlarımız çok önemli olmaktadır. Şeytanın yeryüzü temsilciliğini yapan ABD, İsrail ve Avrupa ülkeleri bir şeyden memnun ve destekçilerse ve olması için çaba gösteriyorlarsa işte o iş-fiil batıldır-şeytanidir-hüsrandır isterse bu iş İslam adına yapılıyor gibi olsun tekbirler getirilsin veya farklı sebeple olsun sonuç değişmez...Sizin hangi niyetle bir işi yaptığınızı anlamanız için sizi alkışlayanların kim olduğunu görüp bilmeniz yeterlidir... Eğer sizi Şeytanlar alkışlıyorsa, İslam halklarının kanına susamış Siyonizm ve Emperyalizm canavarları alkışlıyorlarsa ve destekliyorlarsa, diğer taraftan İslam halkları ve mazlumlar kan ağlıyor, can çekişiyorsa acaba hakk üzere olduğunuzu düşünebilir misiniz, kanıtlayabilir misiniz?

Şeytana göre zalim aldatamadığı, kendine hizmet ettiremediğidir açarsak Amerika ve İsraile göre zalim kimdir? halkının mutluluğunu-huzurunu isteyenler, ülkesini yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ve askeri gücünü kendilerine peşkeş çekmeyenler, kendileriyle dostane(kulluk) ilişkilerde bulunmayanlar, yönünü İslam ülkelerine çevirmiş olanlar, Filistin davasına her türlü yardımı yapanlar gerekirse ülkesinde barındırıp liderlerini koruyanlar, kendisinin dünya imparatorluğuna kafa tutanlar hep zalimdir ve yok edilmelidir hemde demokratik, hümanist, insancıl(iftiralarla, hilelerle, medyayla, sihirle, bombalama, kurşunlama, kesme, doğrama, kalp ve ciğer yeme, aç ve susuz bırakma, gasp ve talan etme...) yöntemleriyle... Kızılderililerin katledilmesinden Hiroşimaya; Vietnam’dan Irak ve Afganistan işgaline; Bosna katliamından Türkistan-Çeçenistan, Filistine, Lübnan’a, Suriye’ye; Kürtlerden, Araplara,Türkmenlere ve daha nicelere kadar hep bu yöntemlerle hem mazlum insanlar hem islam Ümmeti yokedilmeye çalışıldı-çalışılıyor...işte hakikat ve niyet budur...

Hal böyle iken yinede ya cahilliğinden veyahut da hainliğinden bazı kendini mürekkep yalamış İslami Hareket hadimi gibi lanse etmeye çalışan kişi ve gruplar ve Sivil Toplumcular hummalı bir çalışmayla fisebilillah gayretiyle deccali ve deccalizmi yeryüzüne hakim kılmak için ibadet aşkıyla didiniyorlar...Bunların bu mücadelesini tüm Şeytani merkezler ayakta alkışlayıp başarılar diliyorlar...Ancak daha üzücü olanı kimi saf samimi dindarların şu meş'um habisleri müslüman- mü'min hatta islami lider olarak görmeleri ve gerçeği görmede ise akıl tutulması yaşamaları ve batılı göz göre göre bir çarpılmışlıkla savunmalarıdır...

Bu konuyu günümüz çerçevesinde aşağıdaki ayet- i kerimeler gayet veciz bir şekilde özetlemektedir.

“Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah'ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.”(Mücadele:19)“Doğrusu (Allah'tan korkup fenalıklardan) sakınanlara şeytandan vesvese (azıcık bir hayâl sinyali) dokunduğunda Allah'ı anarlar ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler.”(Araf.201) “ Allah, iman edenlerin yardımcısıdır. Onları dâlâlet karanlıklarından (kurtarıp) hidayet nûruna çıkarır. Kâfirlerin dostları ise şeytanlardır. Kendilerini nurdan (ayırıp) karanlıklara sokarlar, işte bunlar cehennemliktirler; orada ebedî olarak kalıcıdırlar.”(Bakara:257)