Allah'a Karşı Nankörlük Etmek/Şükretmemek
Yeryüzünde Allah’ın yarattığı topraklarda dolaşmak, yaşamak, Allah’ın nimetlerini yemek ve içmek sonra da Allah’ın hüküm ve kanunlarını çiğnemek, yüce Allah’ın emir ve yasaklarını hafife almak, Allah’ın emir ve yasaklarına uymak isteyenlere engeller koymak; “Allah’ın nimetlerini yemek ve Allaha şükretmemektir. Yani en hafif tabirle nankörlüktür.”
Allah’ın verdiği sağlık, sıhhat ve her türlü nimetlerine karşı şükür, üzerimize bir vecibe olduğu gibi, vücudumuzda ki azalarımızın da şükrünü yerine getirmemiz gerekmektedir.
Sağlık ve nimetlere karşı şükür; başta iman (sahih iman, şirk’ten uzak, arınmış iman) etmek, ibadet, itaat, nefsini terbiye etmek ve Allah rızası için infak etmektir.
Yine, yaratıcımıza/yüce Allah’ımıza karşı şükür; başkalarına zarar vermemekle, insan haklarına saygı duymakla/sahip çıkmakla, haram şeylerden uzak durmakla mümkündür.
Allah’ın nimetlerini yiyip de nankörlük edenlere diyoruz ki; “Allah’ın kanunlarını beğenmiyorsanız ve O’na şükretmiyorsanız, o zaman Allah’ın arzından çıkın. Gücünüz yetiyorsa ve imkanlarınız varsa, kendinize yaşamak için bir yer ve yiyecekler yaratın.” Yoksa hem Allah’ın nimetlerini yemek, hem de yeryüzün de taşkınlık çıkarmak; Allah’a karşı nankörlük etmekten başka bir şey değildir.
Yeryüzünde/yüce Allah’ın arzında taşkınlık yapmak, fitne çıkarmak, insanları öldürmek ve korku altın da bırakmak, haddi aşmak, sınır tanımamak ve insanların inançlarına engeller koymak; ‘Allah’ın nimetlerini yiyen ve Allah’a karşı şükretmeyerek nankörlük edenlerin vasfıdır.’
Allah’a şükretmeyen nankörler bir takım safsatalarla, yanına aldıkları güçlerle, bin bir hileye başvurup Allah’ın arzında fitne-fesat çıkarırlar. Servetlerine servet katanlar, gözü doymayan kapitalistler, fakir fukaranın hakkını zimmetine geçirenler Allah’a şükretmeyen nankörlerdir.
Kibirlenmek (büyüklük taslamak) insanları sağ-sol, laik- anti laik, ilericilik-gericilik gibi içi boş laflarla, üstü kapalı kavramlarla boğuşturmak, şeytanın ve Allah’a nankörlük edip şükretmeyenlerin yaptıkları şeylerdendir.
Allah’a şükretmeyenlerin ve nankörlük edenlerin yeryüzün de fesat ve fitne çıkaranların, insanların haklarını gasp edenlerin, din, dil ve ırk ayrımcılığıyla insanlar arasında tefrikaya yol açanların, çeşitli zorbalıklarla saltanatlarını devam ettirenlerin, zalim diktatörlerin ve onlara yardım edenlerin, despotların, münafıkların, inkarcıların ve tağutların azabı çetin olacaktır. Yüce Allah buyuruyor:
“Allah, zalimlerin yaptığından gafil/habersiz değildir. Onların cezaları, gözlerin dehşetten donup kalacağı bir güne ertelenmektedir.” (İbrahim suresi, 42. ayet)