Allah'a Gerçek Kulluğun İlk Adımı:Hicret(1)

Allah'a Gerçek Kulluğun İlk Adımı:Hicret(1)

Hicret; kelime anlamı “bir insanın sevmediklerinden, istemediklerinden, memnun olmadığı her durumdan ve şahısdan hem bedenen hem kalben hem de lisanen ayrılması, uzaklaşmasıdır. Çok boyutları olan hicretin, biz kısa olan yazımızda daha çok bireysel ve toplumsal işlevi-önemi üzerinde duracağız.

İnsanı yoktan ve fıtrat (Din-i İslam) üzere yaratan Allah-u Teala; “Ben cinleri ve insanları (başka bir sebeple değil) ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım”(Zariyat-56) buyurmuş ve insanlar gerçek bir kullukta bulunsun diye bir kısım kanunlar, prensipler, hükümler ferman eylemiştir ki bunların dışında kalan aykırı olan her türlü hüküm, örf-adet, kanun ve prensiplerden sakınılmasını uzaklaşılmasını yani HiCRET edilmesini emretmiştir. İşte bu, Allah’tan gelen İlah-i ferman ve hükümlere zıt olan tüm fikir- düşünce ve fiiller-davranışlar Nehiy(yasak) olarak, Münkerat(kötü-çirkin ve red olunan) olarak adlandırılmıştır. Zaten Hz. Adem (a.s)’den son nebi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimize kadar gönderilen tüm peygamberler hem fert boyutuyla hem de toplum boyutuyla insanları münkerattan-nehiyden-haramdan-günahtan-fücurdan-isyandan; ma’rufata-farzlara-sevaplara-takvaya-itaate ilah-i bir İnkılapla(dönüşümle) geçiş yaptırmak, HİCRET etmelerini sağlamaktır bu yolda bütün gayretlerini sarf etmiş, dayanılmaz zorluklara –cefalara aşkla, şevkle katlanmışlardır.

Hz. Ruhullah’ın “ Bi’set- peygamberlikle görevlendiriliş- insanların ahlakını, nefsini, ruhunu, cismini... bütün bunları zulmetlerden (karanlıklardan) kurtarmak ve zulmetleri tamamen yokedip onun yerine nuru (İslam’ı) ikame etmek içindir. İslam’ın çağrısı ne sırf maneviyata ne de sırf maddiyatadır. İslam’ın çağrısında her ikiside vardır. Yani İslam ve Kuran-ı Kerim, insanı sahip olduğu bütün boyutlarda eğitmek ve yetiştirmek için gelmiştir.” Diye buyurduğu şekliyle İslam bireyin ve toplumun ıslahı için gelmiştir ki Hicret te bunun ilk adımıdır. Bu adım Batıllardan Hakka, yanlışlardan doğruya, zulümlerden adalete, şirkten Tevhide, küfürden ikrara-imana, dalaletten hidayete, hüsrandan kurtuluşa, fenadan bekaya, ölümden hayata, maraz ve hastalıktan sağlık ve sıhhate-selamete bir geçiş, bir yöneliş, bir inkılab (dönüşüm) çalışmasıdır.

İşte İslam’ın hükümlerine muhatap olan insan, ferdi olarak İslam’ın mücessem (canlı) bir timsali yani yürüyen islam, yürüyen Kur’an olmalı ve her türlü münkerleri terk-HiCRET etmelidir. “Deki: Geliniz, size Rabbiniz neleri haram (nehy)etmiştir okuyayım: O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın, anaya-babaya iyilik edin, fakirlik yüzünden çocuklarınızı öldürmeyin-sizinde, onlarında rızıklarını biz veririz.- zina gibi kötülüklerin açığınada gizlisinede yanaşmayın-yaklaşmayın. Allah’ın muhterem kıldığı nefsi (canı) haksız yere öldürmeyin. İşte bu yasakları Allah size tavsiye etti, olur ki düşünür ve akıl erdirirsiniz.”(En’am-151)  “.....içki, kumar, (tapmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amellerinden birer pislikdir...”(Maide-90) “.....laşe, gerek akıtılan kan, gerek domuz eti, gerek Allah’dan başkasının adına boğazlanmış olanlar (haramdır)....”(En’am-145)   “....Allah-u Teala alışverişi helal, ribayı (faizi) ise haram kıldı.....” (Bakara-275)  “....ölçeği ve tartıyı noksan yapmayın.....Ey Kavmim! Ölçekte tartıda adaleti yerine getirin. İnsanların mallarını eksiltmeyin (haklarını yemeyin)ve yeryüzünde fesatlık çıkararak fenalık yapmayın.” (Hud-84,85)   “.....Allah kendini beğenen ve böbürlenen kimseyi sevmez...cimrilik yapan....nankörlere hor ve hakiredici bir azap hazırlamışızdır.” (Nisa-36,37)   “Öyle ise, siz beni (itaatle, ibadetle) anın (ki), ben de sizi (sevap ile mağfiret ile) anayım. Ve bana şükredin; küfredip nankörlük etmeyin.” (Bakara-152)  “......kafirlere ve münafıklara itaat etme....” (Ahzap-1)   “....Muhakkak ki Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Nahl-107).... gibi daha birçok ayet-i kerimelerde günahlarda ve haramlardan şiddetle nehyetmektedir. Ayrıca “....Muhacir,  Allah’ın yasakladıklarından kaçınıp uzaklaşan- ayrılan (Hicret eden) kimsedir.” Diyerek belirten Peygamber Efendimiz nurani sözüyle de hicreti en veciz bir şekilde tanımlamıştır.

Ahirzamanın ve deccalin büyük fitnelerinin karanlık gecelerinden; Alemi İslamın Fecr-i Sadık güneşinin nurlu sabahlarına ulaştıracak bir Muhammed-i(s.a.v) Hicret umudu ve duasıyla...  vesselam.