Ağlayan, Ağlatan ve Beddua Okuyan Hoca

Ağlayan, Ağlatan ve Beddua Okuyan Hoca

Tüm Türkiye, Hedefi açık açık Türkiye’nin geleceği olduğuna inandığı 17 Aralık’ta operasyonuna kilitlendi.

Herkes cemaatin ve dolayısıyla Gülen Hocaefendi’nin tavırlarına anlam vermeye çalışıyor.

Cemaatin sırtında geçinenleri, orayı rant kapısına çevirenleri saymasak,  hepsi  “Allah rızası” dışında hiçbir amaç gütmüyor. Benim konu hakkında yazacaklarım bu güzide insanları üzer diye hep sustum.

Ta ki Ali Bulaç’ın 1991 yılındaki “Ağlayan Ağlatan Hoca” yazısını okuyuncaya kadar…

Orada Bulaç aynen şunları söylüyor; “Dün Irak-İran savaşında Ayetullah Humeyni'nin zulmüne karşı gelen Saddam Hüseyin'in erdemlerinden dem vuran Hoca, şimdi yukarıdan aldığı direktifler doğrultusunda, Saddam Hüseyin'in kâfirliğinden, işlediği zulümlerden bahsetmeye başladı” diyor.

Demek ki Hoca, Amerikan’ın devrim yapan Humeyni’nin üzerine saldığı Saddam erdemlerinden bahsetmiş.  7 yıl boyunca iki Müslüman halkı Amerikan çıkarları için bir birine kırdıran,  Halepçe’de çoluk çocuk demeden insanları kimyasallarla katletmesi dahi Saddam erdeminden hiçbir şey eksiltmemiş.

Ali Bulaç; “Amerikan çıkarlarına ters düştüğü ve ABD’ye kafa tuttuğu 1991 körfez savaşında Saddam tüm erdemini kaybetmiş. Halkına zulmeden bir kâfir oluvermiş”

Bulaç aynı yazıda şunları söylüyor;  “Bu artistlere taş çıkartacak profesyonellikle ağlayarak ve ağlatarak, üstelik Rasulullah (s.a.v.) adına saçma sapan rüyalar uydurarak, Saddam aleyhtarlığı yapan Hoca'nın sözlerinden çıkan sonuç, Amerika'nın bölgede yaptıklarından dolayı kınanamayacağı, bu yüz kızartıcı bombardımanlardan mazur görüleceği sonucudur”

Bulaç, Hocanın neden böyle bir şey yaptığını da yazısının sonunda;  “Ben kişisel olarak bunu yadırgamadım; çünkü adamlar birilerini besliyorlarsa, bunun bir bedeli vardır. Şimdi bu bedeli ödemelerinin tam zamanıdır” diyor. Ama aradan geçen 22 yılda ne besleme bitti. Ne de ödenen bedeller… Hatta beslemeler arttığı gibi bize ödetilen bedeller de arttı.

Peki, aradan geçen bu 22 yılda nasıl bedeller ödedik?

- Fetullah Hoca Amerika’ya, İsrail’e ve Vatikan'a gösterdiği yakınlığı İslam Ümmetine göstermedi.

-1991 Körfez Savaşında İsrailli çocuklar için gözyaşı döken hoca, bombalar altında can veren Iraklı ve Filistinli çocuklar için aynı gözyaşını dökmedi.

-Başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’ya "Bu Kadına Haddini bildirin" diyen Bülent Ecevit için; "Ahirette şefaat hakkım olsa ilk ona şefaat edeceğim" dedi.

 

-28 Şubat darbesi sürecinde başörtüsü zulmüne okullarının önünde direnmeye çalışan bacılarımızın direncini ; " başörtüsü füruattır " sözüyle kırdı.

-28 Şubatta darbecilerin, cuntacıların en azgın olduğu dönemde Erbakan Hükümetine "Hükümet Artık Gitsin!" dedi.

-Dershaneler için Erdoğan’a Savaş açarken, post modern darbenin sahibi Çevik Bir'e “okullarımızın anahtarlarını size vermeye hazırız” dedi.

-Dershaneler için verdiği mücadelenin on da birini 28 Şubat döneminde kapatılan kuran kursları ve imam hatipler için vermedi.

-Mavi Marmara'daki Şehitlerimiz için taziye dahi vermezken, Mavi Marmara olayında 9 Müslüman’ı uluslararası sularda şehit eden İsrail’i kastederek; "otoriteden izin almalıydılar" dedi.

-Gezi olaylarında gezicilere büyük tolerans tanıdı. Otpor gerçeğini görmedi.

Kayseri'de Mavi Marmara şehidi 17 yaşındaki Furkan Doğan için açılan "İsrail yargılansın" davasında: Hâkim abi "otoriteden izin alınmadan gidilmiş" gerekçesiyle davayı reddetti.

-Erdoğan Hükümeti için “evlerine ateş düşsün, birlikleri dağılsın” derken, Ramazan Günü Meydanlarda sivil Müslümanları diri diri yakan “Sisi”lerin evlerine ateş düşsün demedi.

-Filistinlileri her gün bombalayan İsrail’e tepki vereceğine, canları dışında her şeyleri ellerinden alınmış Filistinlilerin kendilerini canlı bomba yapmalarına, “Haçlı seferleri ve Moğol saldırılarından daha kötü” diyerek tepki gösterdi.

Yıllarca Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de yüz binlerce Müslüman’ın kanına giren, 1 milyondan fazla çocuğun yetim ve yüz binlerce annenin dul kalmasına sebep olan Amerika, İsrail ve İngiltere aleyhine beddua etmeyen siz Gülen Hoca, kendi Müslüman kardeşlerinize ancak kâfire yapılabilecek bir bedduayı yapabiliyorsunuz.

Mandella için mersiyeler dizerken, Bangladeş'te haksız yere idam edilen âlim Abdulkadir Molla'ya bir taziye mesajını bile fazla gördünüz.

Allah için Kuran'ın şu ayetleri üzerinde biraz olsun düşünelim:

" Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden onları dost tutanlar onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez. " (Maide:51)

 

" Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resulüdür, iman edenlerdir; onlar ki Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılar, zekatı verirler." (Maide : 55)

 

" Kim Allah'ı, Resulünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır."(Maide:56)