Çalışan Değil Çalışmayan Kadın…

Çalışan Değil Çalışmayan Kadın…

    Birçok mütedeyyin ailede yetişen mütedeyyin kızlar bile ev hanımı olmayı zül, anne olmayı yük görür hale ge(tiri)ldiler. Şu an nice İslami kurum ve kuruluşlarda eğitim gören kızlar bile, ayaklarının üzerinde duran (!) kadın olmayı hedefliyorlar. Yani eşinin eline bakmayan, kendi kendine yeten ve dolayısıyla eşine veya bir başkasına eyvallahı olmayan kadın…

                Peki, Allah (cc) aşkına, bu haleti ruhiye tabii midir? Bu gidişat nereyedir. Batasıca batının, bu vb. fıtrat dışı eğilim ve sapmaları nedeniyle yok oluşa doğru gittiğini ne zaman göreceğiz. Yıllardır, AİLE YIKILIRSA ÜMMET YIKILIR diye feryat ediyoruz. Ancak ne yazık ki bu feryadımızı kendi öz akraba ve çevremize dahi yetirince duyuramıyoruz.

                Dilerseniz kadının çalışmasının mahzurlarını kısmen paylaşalım. Siz okuyucu kardeşlerimiz de mümkün olduğunca, bu konuyu kendi çevrenizle paylaşın ki, bu feryadımız. Biraz olsun daha geniş kitlelere ulaşsın. Bu arada her kese ama özellikle bayan okuyucularımıza, Sema Maraşlı bacının yazılarını özellikle tavsiye ederim.

Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab 33/32,33)

"Bir kadınla yabancı bir erkek, iki ikiye muhatap olur, baş başa kalırsa bunların üçüncüsü şeytandır!" “muhakkak ki kadın avrettir. Dışarı çıktığında şeytan onu gözetler (aldatmak için fırsat kollar). Kadının Rabbinin rahmetine en yakın olduğu an evinde olduğu zamandır.” (Tirmizi, ibni Mes’ud tan)

Kadının Çalışmasının Mahzurları

  1. Ahlaki dejenerasyon / ahlaksızlığı körükleme…

Kadın fıtraten nazik ve kibar yaratılmış, İslami ahlaktan mahrum bırakılmış olan kadın, ayrıca dikkat çekmek için,  kırıtma, sırıtma, cilve, enva-ı çeşit makyaj vb kadınlık sanatlarını icra ederek tüm mahremiyetini ortaya sermektedir. Bunun sonucu olarak karşı cinsi tahrik ve cezb etmekte ve çok yönlü haramlar silsilesine sebep olmaktadır.

                Bu gün kadın çalıştığı iş yerlerinde tamamen erkeklerle yan yana iç içe çalışmakta, aynı pozisyonda servislerle iş yerine gitmekte, bu gidiş gelişler çoğu kere gece yarılarında olmaktadır. Birçok defa tek erkekle baş başa halvet durumları yaşamaktadır. Tüm bunların gerek erkek gerek bayan üzerinde çok ciddi olumsuz etkileri vardır.

Efendimiz (sav) birden fazla hadislerinde zinanın sadece cinsel organlarla olmadığını, tüm organlarla şehvet içerikli yapılan davranışların zina olduğunu net olarak ifade etmektedir.

Adına flört, beraber yaşam, arkadaşlık vs isimler verilen zina türleri türedi. Daha vahimi ise, bu ahlaksızlıkların çağdaşlık ve ilericiliğin simgesi olarak kabul görmesidir. Porno ve erotizmin bir sektör olması neyin nesi? Çocuklara dahi reva görülen cinsel istismar vs. vs…

  1. Aile düzeninin sarsılıp dağılmasına sebep olması…
  2. Kadında kendine yeterlilik duygusunu geliştirerek eşine saygıyı yok etmesi…

Çalışan kadın istese de eşinin ve çocuklarının hizmetlerini gereği gibi göremez. Çocukların eğitimiyle ilgilenemeyeceği için çocuklar anne şefkatinden mahrum yetişip merhamet ve saygıdan uzak büyürler. Bu da ailede sorunlara sebep olur.

Çalışmanın ağır yükü ve streslerle yoğrulup yorulan kadın evine geldiğinde eşini teselli edip yorgunluğunu almak şöyle dursun kendisi teselliye muhtaçtır. Erkek de aynı durumdadır dolayısıyla her ikisi sinir küpü olarak evlerine dönmüşlerse yandı gülüm keten helva durumları…

Ayrıca kadın kendi ekonomik bağımsızlığını kazanmışsa eşine karşı sen sensin ben benim havasındadır. İtaat ve saygı olayı bitmiştir. Saygı olmayınca sevgide doğal olarak bitecektir. Son yıllarda dağılıp savrulan aileler neden dağılıyorlar? Sebepler belki farklı ama en büyük sebep kanaatimce kadının evinin hanımı olmaktan çıkıp piyasa kadını olmasındandır.

  1. Nüfus gelişimine olumsuz etkileri…
  2. Neslin oluşum, gelişim ve eğitimine olumsum etkileri…

Çalışan kadın evinin hanımı gibi rahat çocuk sahibi olamayacağı gibi, olan çocuklarıyla ilgilenmesi de mümkün değildir. İlk ve en etkin öğretmen ve rehber annedir. Anaokulu kreş vs. ortamlar annenin yerini asla dolduramazlar.

Anne şefkatinden mahrum yetişen çocukların ruh dünyaları alt üst olur, fiziki dünyaları da ondan geri kalmaz. Sonuç olarak psikolojileri çökmüş ruhları paramparça olmuş bir nesil. Bu neslin oluşturacağı toplum nasıl bir toplum olur? Yarınına güvenle bakabilir mi? İşte batı âlemi; ahı gitmiş vahı kalmış. Aklımızı başımıza devşirmezsek bizim de geleceğimiz pek parlak görünmüyor. Selam… Dua…