Ağla(ma)
İnsanı diğer varlıklardan ayıran en büyük özelik/ayrıcalık akıldır.
İnsanı vicdani ve duygu yönünde yönlendiren ise küçük bir et parçası olan kalptir.
Maneviyatın temeli, inanç ve sevgi fıtratına dayanır. Bunun merkezi de kalp veya bir başka ifadeyle gönüldür. Manevî ve fıtrî boyutuyla kalp, bir et parçası değil, insanın bütün hareketlerini yöneten bir merkezdir.
“İnsanoğlunun içinde bir et parçası var ki, o et parçası düzelirse bütün bünye düzelir O et parçası bozulursa bütün bünye bozulur İşte o kalptir" der peygamber (sas) Efendimiz.
Severken, üzülürken, kin beslerken, vicdani muhasebe yaparken, saygı duyarken, sevgi toplarken, haset ederken vs… tüm soyut kavramlar insanın kalbinde şekillerin. Kimi zaman hırçınlık kimi zaman ise merhamet şeklinde o insanın hal ve hareketlerine yansır.
Kimi zaman ise kelimeler yetersiz kalır, kalpteki duyguları anlatamaz. Kimi zaman ise vücut dili kalpteki duyguyu yansıtamaz.
Bazen de kalp duygu yoğunluğunu o kadar çoğaltır ki; içinde bulunduğu durumu dışa aktarmak isterken kurduğu cümleler kalpten çıkar gelir boğaza düğümlenir ve hıçkırık olarak çıkar.
O an hıçkırıkların kader ortağı göz pınarları devreye girer.
Gözpınarlarına yol veren insanlar, merhametin ve hüznün zirvesini yaşarlar. Bu duygu selini “Anne” oldukları için “kadınlarda daha sık görülse de” “erkekler de ağlar” deyimiyle ayırım yapmaksızın kalbinde “yumuşaklık” olan her insan yaşayabilir.
Grup toplantısından 12 Eylül 1982 darbesinde asılan gençlerden bahseden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan böyle bir duygu seline kapıldı.
Tabi bu tabloya “siyaset”tir yakıştırması yapanlar merhametsizliklerini itiraf etmiş oluyorlar. Oysa o esnada konuşan Erdoğan belki de bir “delikanlı” olarak “empati” duygularla o gençlerin yaşadığı sahne beleğinde canlandırmıştır.
Hüznün ve merhametin zirvesine tüm kameralar önünde yakalandı.
Aksi durumda “kalp” merhamet ve hüzün duygularını kaybetti mi sertleşir ta ki; “taş” yakıştırması alana kadar.
Hani bizde “asfalt ağladı” deyimi vardı ya, bundan sonra yeni bir deyim daha çıktı; “Başbakan da ağlar”
İLGİLİSİNE
“Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlaşır” MEVALANA