Akşamcı Takımı ve Entrikacı

Akşamcı Takımı ve Entrikacı

 

 

            Öncelikle ikinci bayramımız olan referandum sonucu milletimize ülkemize bölgemize ve tüm Dünya’ya hayırlı ve uğurlu olması dileklerimle başlamak istiyorum. Gerçi %58 zaferden önce “Hayır.” ya da “Hayırlı olsun.” cümleleri yerine ben “Hayır.” yerine “Yok.”, “Hayırlı olsun.” yerine “Mübarek olsun.” cümlelerini kullanmaya özen gösterdim.  Türkiye’deki “Evet”çiler yekvücut olup, hayırsız “Hayır”cılara karşı mücadele verdik ve Allah’a şükürler olsun sonuç ortada.  Şimdi asıl konumuz hezimete uğramış kurulduğu günden bu yana hiç de “hayırlı” işler yapmamış yâda yapamamış olan malum partinin entrikacı genel başkanı Kılıçdaroğlu Kemal’in oy kullanamayışına.

 

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamaması parti içinde ciddi bir gerilime neden oldu. Partililerin, sorunu 40 gündür bildikleri halde birbirlerine havale ederek çözmediği, Kemal Kılıçdaroğlu'na da oylamaya 2 gün kala bilgi verdiği iddiası ortalığı karıştırdı. Kemal Kılıçdaroğlu, 2009'daki yerel seçimlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olunca, Kâğıthane’de bir ev kiraladı. Seçmen kaydını da buraya aldırdı. Ancak referandum öncesinde, burada oturmadığı tespit edilince kaydı silindi. Yaklaşık 70 il, 200 ilçeyi dolaşarak, “Hayır” oyu isteyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’da oy kullanamadı.”( Bu bilgiler bir gazete haberinden alıntı yapılmıştır.)

Aslında bu bir skandaldır. Aynı zamanda komplo ihtimalini de beraberinde getirmektedir. Nasıl ki daha önce Baykal’ın kaset komplosu olduysa, bu da onun gibi bir şey çünkü Kılıçdaroğlu referandumu kazanamamış hezimete uğramıştır. Donkişot misali; yel değirmenlerine karşı kılıç sallayan Kılıçdaroğlu, aynı zamanda bir komplo ile karşı karşıyadır. Tahminim oda gidiciler arasında yer alacaktır. Nedeni ise liderlik koltuğunu dolduramayışı bütün çabalarına rağmen referandumu kaybetmesidir.

Bir siyasi parti liderinin oy kullanamaması çok ilginç bir durum ve o kadar da trajikomiktir. Siyaset seçim ile yapılır ve seçim oy kullanmakla olur. Bir siyasetçi düşünün: Halktan oy isteyecek, ama oy kullanamayacak. Sanırım Dünya’da “Türk Donkişot” örneği yaşanmamış ve bundan sonra da öyle kolay yaşanacak bir olay değildir. Adam yerel seçimlerde İstanbul Belediye Başkan adayı olurken ve orada ikamet etmemesine rağmen İstanbul’dan kendisine ait olmayan bir evi ikamet adresi olarak beyanda bulunmuş ama ailesi Ankara’da oturduğu için nasıl olsa seçimi kaybederim tekrar evime dönerim düşüncesiyle ve birazda beceriksizliği nedeniyle resmi ikametini İstanbul’da unutmuş. “Eh normal canım zaman zaman her insan bazı şeylerini bir yerlerde unutabilir.” Diyebilirsiniz. Ancak bu öyle sıradan unutulabilecek bir şey değil. Parti lideri reyini İstanbul’da unutuyor. Bir siyasi lider için olmazsa olmazdır rey. Birde bu adam başbakanlığa oynuyor, olacak şey değil! Ama ilahi adalet tecelli ediyor her zaman olduğu gibi. Ankara’da oturan adam nasıl olmuşsa İstanbul’da ikamet etmiş ve bu hilenin rövanşı yani ilahi adalet referandumda tecelli etmiştir.

Hem de çok önemli olan halk oylamasında

 Bir değil. Beş, Altı partinin, çetelerin, Ergenekoncuların “Hayır’da hayır vardır.” dedikleri üstelik Bu Ülkenin bütün vatandaşlarını yakından ilgilendiren anayasa değişiklik paketini Israrla parti çekişmesi ortamına çekerek AK parti’ye karşı birleştikleri bir halk oylaması sonrasında açık farkla yenilmişlerdir.

Sayın Kılıçdaroğlu kendi partililerinden özür dilemiş halkçı sosyal demokrat! Bir partinin lideri. Partisinden özür dileyeceğine halktan özür dilemeliydi.

Referandumun sonucu başta Ana muhalefet Partisi ve lideri olmak üzere Hükümet ve Siyasi Partilerimiz, aydınlarımız tarafından iyi değerlendirilmeli sağlıklı değerlendirmeler ancak ülkemizde barışı, kardeşliği, refahı tesis edebilir…

Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle..