AK PARTİ, YENİ DÖNEMDE NE YAMALI?
Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanının Ak Parti Genel Başkanlığına seçilmesi bütün dünya Müslümanları için hayırlara vesile olsun inşallah.
İkinci olarak, iktidarda olan partilerin yıpranma payları zamanla artıyor. Ancak kendilerini yenileyebilenler ve söz verdiği hizmetleri yapan partiler bu yıpranmışlığa karşı dayanabilirler. 16 yıldan beridir iktidarda olan Ak parti eğer çok sayıda seçim ve iki referandumdan başarıyla çıkmışsa bu başarının sırrı temelde iki şeyde aranmalıdır: Muttasıl ve kesilmeyen modern hizmet, bir de gençlere hitap edebilecek ölçüde yenilenme.
16 Nisan 2017 günü yapılan referandumdan, başarılı bir sonuç alınmıştır. Ama tıpkı Haziran 2015 seçimlerinde olduğu gibi, bu referandumda da, gözler Ak Patinin yüzde 48 bandında olması gereken ve fakat eksilen oylarına çevrilmiştir. Eğer Ak Parti ile MHP’nin birlikte girdikleri bu referandumda Ak Partinin oyları eksilmedi, denilemez. Eğer denilirse, o takdirde MHP’nin yüzde 3 gibi çok cüzî bir oy almış olması gerekir. Bunun hiç kimse iddia edemez.Fakat uzmanların tespitlerine göre, seçimden 4 gün önce bir danışmanın eyaletlerle ilgili talihsiz beyanı, ülkücü oylardan en az yüzde 4-5’nin hayır tarafına geçmesine yol açmıştır, denilebilir. Sayın cumhurbaşkanı ve Ak Parti yöneticilerinin bunu dikkate alacaklarına inanıyorum.
Peki, Ak Parti’nin oyları neden azaldı? Kanaatimce Ak partinin oylarının azalmasında birkaç önemli husus etkili olmuştur. Birincisi, bu kampanya döneminde genellikle gençlere yönelik propaganda zayıftı. Daha çok 35 ve üzeri yaşlara hitap edildi. Hatırlayın, Kılıçdaroğlun’un 1997 yılında, SSK Genel Müdürüyken, merhum Savaş Ay ile yaptığı röportajdan kesitler verilerek kampanyaya devam edildi. Her gün birkaç yerde bu video gösterildi. Oysa bu video, 16 Nisan’da 18 yaşına girip referandumda oy kullanma hakkına sahip olan milyonlarca gence asla hitap etmiyordu. Sadece şimdilerde 35-40 yaşlarında olanlar o röportajın ne anlama geldiğini biliyorlardı. Denilebilir ki, 16 Nisanda ilk kez oy kullanan gençlerin yüzde altmışı bu yüzden hayır tarafında oy kullanmıştır. Sayın cumhurbaşkanı ve Ak Parti yetkililerinin bunu dikkate alacaklarına inanıyorum.
İkincisi, Bu yeni dönemde dikkat edilmesi gereken bir husus da şudur: kuşkusuz, Fetöden ihraç ve tutuklama sebebiyle oluşmaya başlayan ve yüzbinleri bulan bir kesim vardır. Bu grup ve onları haklı bulanların yakınları muazzam bir yekûn teşkil etmektedir. Bu da Ak Partinin oylarında azalmaya sebep olan unsurlardan birisidir. İhraç edilenleri ve yargılananları yollarından çevirmek kolay değildir; hatta imkânsızdır, denilebilir. Ama onların akraba ve dostlarının kazanılması için bir çalışma yapılmalıdır. Aksi takdirde mağduriyet edebiyatıyla birçok safdil insanın Ak Partinin aleyhine geçmelerine sebep olabilirler.
Üçüncü de Yeni dönem yeni bir söylem ve yeni bir üslup demektir. Bu yüzden yeni döneme mutlaka yeni bir söylem ve yeni bir üslupla girilmelidir. Eski şeyleri tekrarlayıp durmaktan millet sıkılabilir. Her gün başörtüsü imama-Hatiplerden söz edersek, insanlar bunda yeni bir şey bulamaz. Bunun yerine, herkesi kucaklayan ve 1. Sınıf vatandaş kabul eden yeni bir söylem geliştirilmelidir. Başka bir deyimle, kendini muhalif kabul eden bütün kesimlerle diyalog içinde olmak, bu dönemin en temel vasfı olmalıdır. Muhalefet sert bir üslup kullanarak bizi aynı üslupla karşılık vermeye davet etmelerine aldanmamalıyız. Muhalefet ne derse desin, biz nezih üslubumuzu bozmamalıyız.
Ak Parti bu temennilerle, yeni bir üslup ve yeni bir söylemle 2019 genel seçimlerine hazırlanmalıdır. Aksi takdirde sıkıntılar yaşanabilir.