AK Parti Urfa'da seçimi nasıl geçirecek?
Seçime artık on günlük bir süre kaldı. Her seçim öncesi yaşanan siyasi tartışmalar devam ediyor. Bazen bu tartışmalar için insanlar bir birilerini kırabiliyorlar. Neticede bu bir yarıştır. Ağzı laf yapan eli iş yapan kazanır. Bu her zaman böyle mi oldu diye sorarsanız, bende istisnalar kaideyi bozmaz derim…
Urfa’da seçim çalışmaları çok sönük geçiyor. Halkın ulusal propaganda çalışmalarını tartıştığı kadar kendi memleketinin gündemini tartışmıyor. Vatandaş Kendi memleketinde seçim olmayacakmış gibi bir havada!
Bunun tek nedeni Urfa’da AK Parti’nin seçimde etkili propaganda yapamaması. AK Parti, Şanlıurfa’da burjuva partisi olma yolunda olduğu için, eski alışkın olduğumuz kırsal kesimin kahvehane tartışmaları pek yapılmıyor.
Seçim bürolarını derseniz zaten hiç yok! AK Parti’nin açtığı bürolar var, onlarda Yenişehir bölgesinde. Büyük oy potansiyelinin olduğu kenar mahallelerde herhangi bir çalışma yok! Büro da açılmadı haliyle!..
Urfa’nın en büyük mahallelerinde ve BDP’nin yoğun çalışma yaptığı Süleymaniye ve Devteşti mahallesinde hiçbir büro açılmadı düne kadar. Haleplibahçe, Eyyubiye, Yakubiye, Akşemsettin (Akabe)’de ise daha hiç seçim bürosu açılmadı, demek ki AK Parti bu semtlerde oy istemiyor.
Bakan Faruk Çelik oradan oraya koşturuyor. Yıllardır ihmal edilen, ötelenen, dışlanan insanları saatlerce dinliyor, AK Partlililer(!) tarafından kırılmış kalpleri onarmaya çalışıyor.
Bakan Faruk Çelik oldukça tecrübeli bir siyasetçi ve ferasetli bir müslüman. Bu yüzden çok zamanlar tek başına geziyor ki; yönlendirmeler olmasın. Fakat buna rağmen yinde siparişli açılışlar, sünnet düğünlerinde kirvelikler, Hamiline nikah şahitliği, ve özel köy gezileri oluyor. Bakan Çelik, oradan oraya koşturuyor. Koşuşturma içerisine yerleştirilen bu “Exstraların” belkide farkına varmıyor. Bu programlara bakanı yönlendirenlere dönüp; “sizler ne yapıyorsunuz” demesine fırsat vermiyorlar. Tabi, danışmanları ne derece ilgileniyor onu da bilmem.
Bazı AK Partililer(!) tarafından kendilerine yakın dost ve ahbaplarının ayağına kadar bakanı götürüyorlar. Onlarda bakan getirmenin hesabı ile çevresine hava atma derdindeler. “Oy” mı? O da ne? Kim “oy”la ilgilenir ki. Onlara, bakanı davet etmeleri verdiği hava yeter! Hem onlara yeter hem de Bakanı oraya kadar yoranlara yeter!.
Bakan Çelik İlçelere ve köylere gidiyor. Gelin görün ki AK Parti’yi bilmeyenlere, AK Partiye oy vermeyenler, AK Partinin projelerinden haberi olmayanları, “Aman biri gelsin de bize bu hükümetin ne yaptığını ne yapacağını anlatsın” diyen insanlar yerine; önceden belirlenmiş. “Dostlar alışverişte görsün hesabıyla”, Bakan Faruk Çelik’in deyimi ile “Politikacılar” yöntemi ile iletişime geçiyorlar. Oysa AK Parti zihniyeti ve onun temsilcisi Faruk Çelik “Siyasetçiler” ahlakına uygun çalışma yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Bu tür yanlışlıklar ve yönlendirmelerin sorumluları olduklarını gözlemlediğim bazı yanlışları önceki yazımda yazdım. Uyarı babında yazınca AK partiyi kendi menfaatleri doğrultusunda kullananlar beni AK Parti düşmanı gibi göstermek için ellerinden geleni yaptılar. Ben güzel Ülke’min ilk kez kavuşacağı bir sivil anayasa için susarken parti içinde Truva atı görevini üstlenenler ne sustular ne de boş durdular.
12’de 12 hedefi ile çıkılan yolda 11 tane alınırsa dahi, tüm sorumluluk parti içinde il başkanlığını dahi devre dışı bırakarak kendisini bir “dikbaş” olarak görenlerdir. Herhalde Faruk bey bunca çalışma ile gelmesi muhtemel hezimetin (Urfa’da AK Parti 11 vekil altında çıkarırsa hezimettir) hesabını “ağır” bir şekilde sorar-sormalıdır!...
Bir de seçim çalışmaları kapsamında kullanılan yanlış üslup var! Ona da değinelim. AK Partililer her gidilen yerde kısaca şu mesaj veriyorlar; “Şimdiye kadar hizmetler iyi olmadı. Suçlu kim? Öncekiler, Öncekiler kim? Yine AK Partililer!...
Hatta CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Şanlıurfa Mitinginde “Başbakan Erdoğan’ın Valisi’ne ya “ Ya Viranşehir- Ceylanpınar Karayolu bitecek ya da buradan gidersin” dedi. Tabi ne yol bitti, ne Vali gitti ne de bu yol neden bitmedi açıklaması var!..”
Bu çelişkiler bir tarafa, şimdi gelelim dananın koptuğu noktaya. Her seçim döneminde milletvekili adaylarına yönelik tepkiler olur. Bu seçimde bu tepki çok fazlaydı. Fakat ben dikkatinizi başka noktaya çekmek istiyorum.
Şanlıurfa “İbrahimi” bir kent olmasından dolyı zaten AK Parti zihniyetine yakın bir duruşu var. AK Parti Türkiye’de hemen hemen her alanda devrim yaptı.
Ama Şanlıurfa’da yapılan hizmetleri kamuoyuna duyuramıyorlar. Bende bir Kürt olarak ilk kez devletin Başbakanı tarafından “Kürt halkı” diye tanımlanmasından dolayı devrim olduğuna inandım.
Yetmedi, Kürtçe özel eğitim, TRT ŞEŞ kanalı ve özel kürtçe yayın hakkı tanıdı. Seçim propagandasını istediği dilde yapma özgürlüğünü AK Parti getirdi ama kendisi bunu kullanmıyor. Sanki vekil adayı kürtçe konuşsa diline yapışacak, veya arapça konuşsa!... Vekil adayları konuşmalarının başında veya sonunda bir cümle kürtçe veya arapça ifade ediyorlar. İsmet İnönü’ün “Allaha ısmarladık” misali gibi.
Türkiye’de bunca değişimi yapmış ve Şanlıurfa’da patinaj yapan bir görüntü veren AK Partiye son uyarıda bulundum. At gözlüğü ile bakan AK Partililer(!) ne dediğimi son pişmanlık olmadan anlarlar umuduyla, tarih karşısında sorumlu olmayayım ve tarihe not düştüm!...