"AİHM çifte standartlı davranmaya devam etmiştir"

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aldığı 'Zorunlu Din Dersi' kaldırılsın kararına eğitimcilerden tepkiler gelmeye devam ediyor.

"AİHM çifte standartlı davranmaya devam etmiştir"

 AİHM’in aldığı karar üzerine bir açıklama yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, mahkemenin oybirliği ile hukuksuz bir karar aldığına değinerek, “Kendi ülkelerinde din derslerinin zorunlu olduğunu bir kenara bırakıp Türkiye’ye dayatmalarda bulunmak ne derece hukukidir?” dedi.

“AİHM’nin aldığı karar hukuksuzdur”

Mahkemenin aldığı hukuksuz kararın Avrupa’da uygulanan din eğitimini de hukuksuz bulup kaosa sürüklediğine vurgu yapan Özer, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eğitimde zorunlu din ve ahlak kültürü derslerine karşı Ankara'dan davacı olan 14 Türk vatandaşının 2011 yılında açtığı davada aldığı karar ile Türkiye’de eğitim kurumlarında öğretimi yapılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini zorunlu din eğitimi ile birbirine karıştırmıştır. Mahkeme aldığı bu karar ile esasında bugün Avrupa’da pek çok ülkede uygulan din eğitimini de hukuksuz bularak bir kaosun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hâlihazırda ülkemizde öğretimi yapılan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi gerek öğretim programı gerekse de ders kitapları düzeyinde kapsamlı olarak incelendiğinde görülecektir ki, karara esas olan devletin dini konularda yansız ve tarafsız olma hükümlüğü ihlal edilmemiştir.” diye konuştu.

Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretim Programı ve ders kitaplarında zorunlu din eğitimi kapsamında olmadığına dikkat çeken Özer, “Uygulanmakta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretim programında İnanç, İbadet, Hz. Muhammed, Kur’an ve yorumu, Ahlak, Din ve Kültür öğrenme alanlarında Allah İnancı, Hz. Muhammed ve Aile Hayatı, Sevinç ve Üzüntülerimizi Paylaşalım, Din ve Güzel Ahlak, Kur’an’da Akıl ve Bilgi, Dinler ve Evrensel Öğütleri, Farklı İnanç Grupları, İlahi Dinler gibi ünite başlıkları altında eğitim ve öğretim yapılmaktadır. Öğrenme alanları ve üniteler analitik bir yaklaşımla değerlendirildiğinde açıkça görülecektir ki, ülkemizde zorunlu bir din eğitimi değil evrensel hukuk normlarına uygun bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi öğretimi yapılmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Avrupa şapkasını önüne koyup kendine bakmalı”

“Ayrıca son dönemde seçmeli olarak eğitim kurumlarında öğretimi yapılan Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed’in hayatı derslerinde belli bir inancın baskın olarak öğretilmesi de söz konusu değildir” diyen Özer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Zira söz konusu bu dersler içerikleri itibariyle bütün inanç grupları tarafından bilinmesi gereken muhtevalara sahip olarak okutulmaktadır.Hal böyle iken mahkemenin oy birliğiyle aldığı karar ile Türk hükümetinden "zaman geçirmeden öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını da sağlayacak yeni bir sisteme geçmesini" talep etmesi tam bu hukuksuzluk örneğidir.

Başörtülü Leyla Şahin davasında başörtüsünü laikliğe aykırı bulan AİHM, bir kültür dersi olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini de aykırı bularak ne denli çifte standartlı anlayışa sahip olduğunu bir kere daha göstermiştir. AİHM’in bu kararın altında imzası bulunan hâkimlerin kendi ülkelerinde okulların yüzde 25’i kiliselere ait ve kilise okullarında din eğitimi dersi zorunludur. Türkiye’de ise din eğitimi dersi seçmelidir. Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersi zorunludur. Kendi ülkelerinde din derslerinin zorunlu olduğunu bir kenara bırakıp Türkiye’ye dayatmalarda bulunmak ne derece hukukidir?” (İLKHA)