Ahmet Hakan, Kılıçdaroğlu'nu çok kızdıracak..

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun, gündeme damgasını vuran Dersim tartışmalarına ettiği bir duayla katıldı.

Ahmet Hakan, Kılıçdaroğlu'nu çok kızdıracak..
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun, gündeme damgasını vuran Dersim tartışmalarına ettiği bir duayla katıldı.
A.Hakan Coşkun, 'Bari iki dakika susun' başlıklı yazısında CHP'nin bu konudaki tutumunu sert bir dille eleştirerek, CHP'nin ve özellikle de Kılıçdaroğlu'nun düştüğü durumu ettiği bir duayla anlattı.
Hakan, "ALLAH kimseyi Dersim’de olup bitenlere mazeretler uydurmaya, gerekçeler bulmaya çalışanların durumuna düşürmesin. Allah kimseyi olmayan bir isyanı olmuş gibi göstererek bebeklerin öldürülmesini bile haklı çıkarmaya çalışanların durumuna düşürmesin.  Allah kimseyi en haklı davasını savunmaktan bile imtina eden bir Kemal Kılıçdaroğlu aczine düşürmesin." şeklindeki duası CHP'lileri ve özellikle de KIlıçdaroğlu'nu çok kızdıracak.
İşte Ahmet Hakan Coşkun'un bugünkü yazısı...
Bari iki dakika susun
- Biz “Dersim’de binlerce günahsız insan öldürüldü” diyoruz... - Adamlar kalkıp “İyi ama Seyit Rıza da büyük bir haindi” diyorlar.
- Biz “Çoluk çocuk dinlemediler, hamile kadınları bile süngülediler, aloo” diyoruz.
- Adamlar kalkıp “Ama Dersim’de de iki karakola baskın yapılmıştı” diyorlar.
- Biz “Dersim halkını mağaralarda fareler gibi zehirlediler” diyoruz.
- Adamlar kalkıp “feodalite ah feodalite” falan diyorlar.
- Biz “Dersim derelerinde günlerce kan aktı” diyoruz.
- Adamlar kalkıp “İngiliz parmağı” diyorlar.
- Biz “Okuma yazma bildiği bile şüpheli 80’lik pir ü fani Seyit Rıza’ya yapılan cinayettir” diyoruz.
- Adamlar kalkıp Seyit Rıza’nın “Ekselansları” diye İngilizlere mektup yazdığından söz ediyorlar.
- Biz “İngiliz’e mektup yazılmış olsa dahi bunun bedeli 15 bin kişinin katledilmesi midir?” diye soruyoruz.
- Adamlar kalkıp “Biraz tatsız şeyler de olmuş canım, abartmayalım” diyorlar.
- Biz “Ortada bir isyan yoktu ya... Hadi diyelim ki vardı... Peki çoluk çocuk niye öldürüldü?” diye soruyoruz.
- Adamlar kalkıp “Açma o defterleri, açma o defterleri” diye cevap veriyorlar.
- Biz “katledilen bebeklerden, kadınlardan, ihtiyarlardan” söz ediyoruz.
- Adamlar kalkıp “Halk feodal derebeylerinden kurtarılmıştır” diyorlar.
- Biz “sürgünlerden, kayıp kızlardan, cinayetlerden, mezarsız ölülerden” söz ediyoruz.
- Adamlar kalkıp “Dersim’e medeniyet getirildi” diyorlar.
Dersim duası
- ALLAH kimseyi Dersim’de olup bitenlere mazeretler uydurmaya, gerekçeler bulmaya çalışanların durumuna düşürmesin.
- Allah kimseyi olmayan bir isyanı olmuş gibi göstererek bebeklerin öldürülmesini bile haklı çıkarmaya çalışanların durumuna düşürmesin.
- Allah kimseyi en haklı davasını savunmaktan bile imtina eden bir Kemal Kılıçdaroğlu aczine düşürmesin.
- Allah kimseyi en az 15 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan bir olayı bize “gayet makul tarihi bir olay” olarak yutturmaya çalışan CHP’li şahinlerin konumuna düşürmesin.
- Allah kimseyi Aleviler hakkındaki duygularını gayet iyi bildiğimiz iktidar mensuplarını bir numaralı Kızılbaş savunucusu pozisyonuna yükseltenlerin durumuna düşürmesin...
- Allah kimseyi izleri hala süren bir katliamın dile getirilmesini “milleti birbirine düşürmek” olarak yorumlayanların durumuna düşürmesin.
Tunceli neden mi CHP’yi destekliyor?
Birileri acayip şaşkın...
Hayret nidaları eşliğinde soruyorlar: “Tunceli halkı, Dersim katliamına karşın neden CHP’den kopmuyor?” Ardından da bilgiç bir edayla söyleniyorlar:
“Adamlar cellatlarına âşık olmuşlar... Bu basbayağı Stockholm sendromu canım...”
Hiç de öyle değil...
Tunceli halkı, CHP’den kopup sağ partilere gittiğinde karşısına...
- Fevzi Çakmak zihniyetinin...
- Celal Bayar acımasızlığının...
- Kazım Karabekir yaklaşımının...
- Kızılbaşlar hakkında atılan bin türlü iftiranın...
- Sünni çoğunluğun tarihsel vicdansızlığının...
- Bir türlü yasal statüye kavuşturulmayan cemevlerinin...
- “Biliyorsunuz kendisi Alevi” denilerek yuhalatmaların...
- “Yüksek yargıyı aleviler ele geçirildi” tezviratının...
- Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın...
Çıkacağının gayet farkında...
O nedenle...
Veremi görüp sıtmaya razı oluyorlar.
Ey CHP’li kardeşlerim
- ERDOĞAN’a “Dersim’i istismar ediyor” diye kızacağınıza kendi partinizin liderine “böyle bir istismara neden fırsat veriyorsun” diye kızsanız daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’a “Çorum için de, Maraş için de özür dile” falan diyeceğinize kendi partinizin liderine “Dersim için bir şeyler söyle” diye çağrıda bulunsanız daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’ı Dersim konusunda samimiyetsiz bulmakla uğraşacağınıza kendi partinizi Dersim konusundaki samimi görüşlerini açıklamaya zorlasanız dahi iyi edersiniz.
- Erdoğan’a bugünün zulümlerini anımsatmak yerine kendi partinizin dünün zulümleriyle hesaplaşmasını talep etseniz daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’ın çelişkilerine odaklandığınız kadar, önce “milleti birbirine düşürüyorsun” diyen, ardından da “Dersimlilerin topraklarını ver” çağrısında bulunan genel başkanınızın çelişkilerine odaklansanız daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’ın “Devlet yapmadı CHP yaptı” sözüne kızacağınıza, “o zaman devlet CHP idi” diye cevap veremeyen partinizin yöneticilerine kızsanız daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’ın Dersim katliamı üzerinden partinize gol atmasına kızacağınıza, gollük pası Erdoğan’ın ayağına atan partinizin yöneticilerine kızsanız daha iyi edersiniz.
- Erdoğan’ın Dersim konusunda ön almasına bozulacağınıza, konuyu ilk kez dile getiren partiliniz Hüseyin Aygün’ün neden susturulduğuna bozulsanız daha iyi edersiniz.
Ne demişti Seyit Rıza
DERSİM katliamını mazur göstermeye çalışanlar ne diyorlar?
Diyorlar ki:
- Olaylarda İngiliz parmağı vardı...
- Bir kalkışma vardı.
- Eşkıyalık yapıyorlardı.
- Vergi vermiyorlardı.
Falan filan...
En iyisi ben susayım da bütün bunlara Seyit Rıza yanıt versin.
Ne demişti Seyit Rıza?
“Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert olsun. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun” demişti.