AFFFFFERİN ÇOCUKLAR, İYİ İŞ BECERDİNİZ
Muhalif partilerden birisinin, “Avrupalılar bu mutabakat belgemizi okusalar bize Afferin derler” demesi üzerine hepimiz, tüm milletimiz ve hatta âlem-i İslam olarak hayıflandık. Düşünün; İslamiyet 1450 sene önce koyunlara çobanlık yapan bir kavmin içinde doğdu. 40-50 yıl gibi kısa bir süre içinde o baldırı çıplak ve bedevi insanlar [Bediüzzaman’ın ifadesiyle] medenî ümmetlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemalat oldular. Yani koyun ve deve çobanları süper güçlerin yöneticileri olmaya başladılar. Kuşkusuz bu sosyal, askerî ve ekonomik yükseliş bir tek şeyden, Allah’a, Onun Resûlüne ve Kur’an’a olan bağlılıktan, yani kuvvetli imandan kaynaklanıyordu.
Sonra zamanla imanımız zayıfladıkça onlar bizi yönetmeye başladılar. Hz. Ömer (ra) valilerine gönderdiği mektupta şunları yazmıştı: “Ey Vali, bugün kadar bizim üstünlüğümüz ve kâfirlerin mağlup olmalarının sebebi Allah’ın kitabına ve Resûlünün sünnetine olan bağlılığımızdır. Eğer Allah’a ve onun resulüne olan bağlılığımızda bir gevşeklik olursa durum tersine döner. Sakın gevşemeyin; aksi takdirde onlar bize galip gelecekler, bizler de mağlup olacağız.”
Hz. Ömer’in bu sözü bir milat ve bir kanun hükmüne geçti. Ne zaman Allah’a ve onun Resûlüne bağlı kalıp imanımızı güçlendirdiysek kâfirlere karşı galip geldik. Onlar bizim kölelerimiz ve kapı kulu askerlerimiz oldular. Ama nefsimize mağlup olup kâfirlerin eğlenceleriyle vakit geçirdiğimiz zaman onlara mağlup olduk ve onların kapılarına gitmeye muhtaç olduk.
Parti lideri beyefendinin bu sözü bir itiraf niteliğindedir. Yani bir zamanlar ancak bizim kapı kulu askerlerimiz olabilen Avrupalılar bizim bazı beyinsizlerimize “Afferin” diyecekler; bunlar da bunun mutluluğuyla havalara uçacaklar. Tek kelimeyle yazıklar olsun size…
Beyler… Eğer Avrupalılar size “Afferin çocuklar” diyeceklerse demek ki onların çok hoşuna giden şeyler yazmışsınız; zaten öyledir. Mutabakat belgesine baktığımız zaman bir tek yerde terör örgütlerinin ismi geçmez. Sadece mutlak anlamda, “Terör örgütleriyle mücadele” ifadesi geçiyor. Size “Afferin” çekecek olan Avrupalılar de sizin terör örgütlerinden kast ettiğinizin “İşid” ve “el-Kaide” olduğunu anlayacaklardır. Böylece hem satan memnun hem alan memnun olacaktır.
Peki, belgenize şunu yazabilir misiniz?
“Türkiye’nin bugüne kadar 550 milyar dolar harcayarak mücadele ettiği PKK terör örgütünün kökünü kazıyacağız ve bir tek teröristi sağ bırakmayacağız. Öte yandan, 250 vatandaşımızın şehit ve 2000 vatandaşımızın da gazi olmasına sebep olan Fetö terör örgütüyle de yurt içinde ve yurt dışında mücadele edeceğiz.”
Bunun neresinde bir sakınca var ki, yazamıyorsunuz? Bunu yazdığınızda acaba o Avrupalılar yine de size “Afferin” çekecekler mi? Ama siz yazmadığınız için onlar size “Afferin” çekecekler. Hatta sadece Avrupalılar değil, PKK terör örgütünün hamisi parti de şimdiden size binlerce “Afferin” çekmiştir. Şimdi gelelim bu faturanın bedeline:
Her şeyden önce devletin bugüne kadar bunca para harcayarak mücadele ettiği bir terör örgütünden söz etmediğiniz için bu millet sizi hain belleyecektir. Çünkü hainlere arka çıkan ihanet içindedir. Diğer taraftan belgenizi, sadece Batılıların hoşuna gidecek sözlerle süslediğiniz için Avrupalılar size “Afferin” demekle kalmazlar, sizi ayakta alkışlayacaklar ve size minnettar olacaklar. Bu da gösteriyor ki, belgeniz bir ihanet belgesidir.