Adana'da uyuşturucu kullanım yaşı 12'ye kadar düştü
Adana'da uyuşturucu bağımlısı gençlerin sayısı her geçen gün artarken madde kullanım yaşının ise 12'ye kadar düştüğü belirtildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı, Adli Tıp Anabilim Dalı ve Eczacılık Fakültesinin katıldığı Doğu Akdeniz Farmakoloji Topluluğu (DAFT) toplantısında uyuşturucu madde kullanımı ele alındı. Uyuşturucu kullanım yaşının 12’ye kadar düştüğü kaydedilen toplantıda, uyuşturucu kullanım sebepleri ve bununla mücadele konusu ele alındı.
Çukurova Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Prof. Dr. Mete Gülmen Türkiye’de uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle yatarak tedavi gören kişi sayısının 2004 yılında bin 417 iken 2013 yılında bu sayının 11 bin 262’ye yükseldiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de ikamet ettikleri illere göre yatarak tedavi gören kişi sayıları hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Gülmen, 2 bin 54 hasta ile İstanbul’un ilk sırada, bin 57 hasta ile Adana’nın ikinci sırada yer aldığını belirtti. Uyuşturucu kullanım yaşına da dikkat çeken Gülmen, kendilerine 12 yaşında bir kız çocuk vakasının geldiğini ve Adana’da uyuşturucu kullanım yaşının bu orana kadar düştüğünü söyledi.
“Uyuşturucu sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu”
Uyuşturucunun sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu olduğuna vurgu yapan Gülmen, 15-24 yaş arası uyuşturucu maddeyi en az bir kere deneme oranının AB ortalamasının yüzde 29.7, Romanya ortalamasının yüzde 3.0, Çek Cumhuriyeti oranının yüzde 52.2 ve Türkiye ortalamasının ise yüzde 2.7 olduğunu söyledi.
“En çok kullanılan uyuşturucu maddesi; esrar”
Türkiye ve dünyada en çok kullanılan uyuşturucu madenin başında esrar geldiğini ifade eden Gülmen, 15- 64 yaş arası esrar kullanım oranının ise ülkelere göre dağılımı şu şekilde açıklandı: “Türkiye 1,90, Arnavutluk 1,80, Yunanistan 1,70, Malezya 1,60, Tayland 1,20, Polonya 1,10, Meksika 1,03, Moldova (Cumhuriyeti) 0,90, Makedonya 0,63, Endonezya 0,50, Japonya 0,31, Suudi Arabistan 0,30, Romanya 0,30, Kore (Cumhuriyeti) 0,29, Karadağ 0,23”
“Bonzai 15-30 yaş arası kişilerde bağımlılık oluşturuyor”
Prof. Dr. Atilla Karaalp ise son on yıl içinde ortaya çıkan bonzainin özellikle 15-30 yaş arası kişilerde bağımlılık oluşturduğa dikkat çekti. Bonzainin daha çok erkek bağımlılar tarafından kullanıldığını ifade eden Karaalp, “Bonzai kullanımının arkasında daha çok sosyokültürel birçok etken bulunuyor. Örneğin ergenlik, büyüme arzusu, yaşanan sosyal veya psikolojik değişiklikler, travmalar, arkadaş ortamı, sınav stresi bunlar arasında sayılabilir.” dedi.
“Bonzai kullananlar şizofreni olabilir”
Dünya Sağlık Örgütünün yayınladığı rapora değinen Prof. Dr. Karaalp, 4-5 sene gibi çok kısa bir sürede toplam sentetik uyuşturucu sayısının 350’ye ulaştığına dikkat çekti.
Bu maddeleri kullananlardaki belirtilerin fark edilmesine yönelik ip uçları da veren Karaalp, “Eskiye göre daha fazla para talep etmesi, yeni arkadaşlıklar veya yeni ortamlara merak salmış olması gibi belirtiler, kişinin sentetik uyuşturucunun tuzağına düşmesinden şüphelenilebilir. Ayrıca uzun dönem sentetik kannabinoid kullanımına bağlı şizofreniye benzer psikoz gelişir ve bu kişilerde görsel ve işitsel halüsinasyonlar, paranoiddelüzyonlar, düşünce kilitlenmeleri, konuşma bozuklukları, anksiyete, uykusuzluk, sürekli ağır ve derin uyku ile intihar düşünceleri gibi etkiler görülür. Eğer bonzai kullanan bir kişi akut etki altındayken ölmezse uzun dönemde şizofreni benzeri bir tablonun başına geleceği söylenebilir. Bunun için de, bu belirtilerden bazılarının görülmesi durumunda kişinin derhal bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerekir.” şeklinde uyarıda bulundu.
Doç. Dr. Nebile Dağlıoğlu da katılımcılara “Sentetik Kannabinoidlere Yönelik Analitik Yaklaşım” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dağlıoğlu, bu maddelerin Türkiye’de ilk defa 2010 yılında ‘Bonzai’ sokak ismiyle görülmeye başladığını hatırlatarak 2013 yılında narkotik operasyonlar ile 11 bin 139 sentetik kannabinoid olayının bildirildiğini söyledi.
(İLKHA)