Adana ismi M.Ö. 2 bin yıllarına dayanıyor
Tepebağ Höyük kazıları devam ederken tarihte Adana ismine ilk kez M.Ö. 2 bin ortalarında Boğazköy metinlerinde rastlanıldığı belirtildi.
“Adana Tepebağ Höyük Kazısı” konulu sunumunda kentin tarihiyle ilgili detaylı bilgiler veren, Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Fatma Şahin, Adana ismine ilk kez M.Ö. 2 bin ortalarında Boğazköy metinlerinde rastlanıldığı ifade etti.
ÇÜ Adana Halk Kültür Evi’nde gerçekleştirilen konferanslar dizisinde Tepebağ Höyük kazısı hakkında bilgiler veren Şahin, “Adana kent merkezinde yer alan Tepebağ Höyüğü bu tür araştırmalar için ideal bir başlangıçtır. Doğudan Seyhan Nehri ile sınırlı olan höyük 360x620 metre ölçülerinde olup, aşağı şehir ile birlikte 20 hektarlık bir alana yayılmıştır. Yaklaşık 15 metrelik yükseltiye sahip olan Tepebağ, bölgedeki en büyük höyüklerden biridir.”dedi.
Adana’nın tarih ve arkeolojisini ortaya koymanın bu anlamda büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Şahin, çok büyük zorluklar aşıldıktan sonra, Tepebağ Höyük’teki ilk kazılara kendisinin bilimsel danışmanlığında 2013 yılında başlanabildiğini belirtti. Şahin; Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile başlatılan kazıların, Adana Arkeoloji Müze Müdürlüğü başkanlığında sürdürüldüğünü söyledi.
Tepebağ’da ilk olarak, höyüğün en üst tepe kısmında kamulaştırma çalışmaları yapılarak burada yer alan niteliksiz yapıların kaldırıldığını hatırlatan Dr. Şahin, kazı yapabilecek boş alanın oluşturulmasından sonra bu alanda, höyük üzerinde yer alan ve çoğunluğu 18. yüzyıla ait olan tarihi yapıların koruma altına alındığını belirtti.
“Tepebağ’da Geç Tunç Çağı’na kadar kesintisiz iskan saptandı”
“Höyükte şimdiye kadar yapılan çalışmalarda yüzeyden yaklaşık 5 metre derinliğe kadar inildiğini ve bu çalışmalarda 6 kültür tabakası saptandığını belirten Şahin, “Buna göre inilen derinlikte, günümüzden yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine yani Geç Tunç Çağı’na kadar kesintisiz iskanın olduğu anlaşılıyor.” bilgisini verdi.
“Buluntular Seyhan Nehri’nin deniz aşırı ticarette önemli rol oynadığına işaret ediyor”
Dr. Şahin, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Osmanlı, Ortaçağ, Bizans, Roma, Hellenistik, Demir Çağ ve Geç Tunç Çağ’larına ait tabakalarda her dönemin sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik yaşamına ışık tutan mimarinin yanı sıra; pipolar, ağırlıklar, kandiller, sikkeler, amphoralar, unguentarium, figürinler ve çeşitli çanak çömlek parçaları ele geçirildi. Kazılarda ortaya çıkarılan kültür tabakalarındaki buluntular uzak bölgeler ile yoğun ticari ilişkilerin kurulduğunu gösteriyor. Bu durum yerleşimin hemen doğusundan akan Seyhan Nehri’nin önceki dönemlerde deniz aşırı ticarette önemli bir rol oynadığına işaret ediyor.”
“Tarihte Adana ismine ilk kez Boğazköy metinlerinde rastlanıldı.”
Tarihte Adana ismine ilk kez M.Ö. 2 bin ortalarına tarihlendirilen Boğazköy metinlerinde rastlanıldığını belirten Dr. Şahin, Tepebağ’da sürdürülen kazılarda, Adana kentinin ilk yerleşim yerinin burası olduğu konusunda önemli kanıtlar sunulduğunu savundu. Dr. Şahin; “Titizlikle sürdürülen kazıların devam etmesi halinde, bundan sonra kazılması planlanan 10 metre dolgudan elde edilecek bulguların Adana ve Çukurova Bölgesi’nin tarihinin yeniden yazılmasına katkıda bulunacağı aşikârdır.” şeklinde konuştu.
(İLKHA)