Adalet bu mu?
Sayın Başbakanımız birkaç kez de, sıra Memur emeklilerimize geldi. Onların maaşlarını da iyileştireceğiz şeklinde demeç vermesine rağmen bu konuda bu güne kadar hiç bir gelişme olmamıştır. Unutulmamalıdır ki memur emeklilerinin büyük çoğunluğu tabandan maaş almaktadır. Ve bu maaş’ta 950 TL civarıdır. Bu kadar düşük seviyede bir maaş’ta acilen iyileştirme gerektiriyor. Sürekli belirli kesimlerin maaşlarını iyileştirmek yerine bütün kesimlerin düşük maaş alanlarının maaşları bir an önce insanca yaşanır bir maaş düzeyine getirilmelidir.
Önce, diğer emeklileri yani yaklaşık 7 milyon emekliyi bu düzenlemenin dışında bırakan bir haber verelim. Emeklilere yönelik intibak zammı ve bununla ilgili çıkacak yasa, 9,5 milyon emeklinin 7 milyonunu ilgilendirmiyor. Daha açık bir anlatımla, İntibak Yasası çıktığında; Bağ-Kur ve Emekli Sandığı emeklileri ile SSK emeklilerinin bir bölümü yani yaklaşık 7 milyon emekli bu yasadan yararlanamayacağı için, emekli aylıklarında artış olmayacak. Bu kesim ben dâhil boşuna umutlanmasınlar. Sadece 2,5 milyon emekli faydalanacak.
”Ülkemizde Sosyal Güvenlik kurumlarından emekli maaşı alanlar arasında da çok farklı ve hakkaniyete aykırı ücret ödemeleri mevcuttur. Bu düzensizlik yalınız SSK Kurumu emeklilerinde değil, Emekli Sandığı emeklileri ile Bağ-Kur emeklileri arasında da en az o kadar; çok farklı hakkaniyete aykırı maaş ödemleri vardır. Eğer bir iyileştirme yapılacaksa, 9 milyon 500 bin emeklinin % 70-80’i açlık ve yoksulluk sınırları içerisinde yaşamlarını sürdürmektedirler, bunlar arasında ayrımcılık yapılmadan her üç Sosyal Güvenlik Kurumlarından emekli olanların da dikkate alınarak düzenleme yapılması gerekir. Yalnız SSK emeklileri iyileştirildiği zaman emekliler arasında ayrımcılık olduğu gibi Emekli Sandığı emeklileri ile Bağ-Kur emeklileri büyük bir haksızlığa uğramış olacaklardır ki, buda eşitlik ilkesine ve adil paylaşım ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. Sosyal devlet anlayışına da ters düşmektedir.
Emekli Sandığı emeklilerinde ise EK gösterge adaletsizliğini ve Bağ-Kur emeklilerinin sefaletini görmezden gelmek ayrımcılığın daniskasıdır.
Buradan Sayın Bakana Sesleniyorum: “Ülkemizde yaşamakta olan 9 milyon 500 bin emeklinin % 70-80’nin yaşamları açlık, yokluk ve sefalet içerisindedir. Yapacağınız intibak maaş düzenlemesi, farklı Sosyal Kurumlardan emekli olmuş ve aynı zamanda emekliliğinden dolayı mağdur olmuş kesimin de maaşlarını da inceleterek hepsini birden ele alınız ki hem adaletli bir çalışma olsun, hem de emekliler arasında ayrım yapmamış olursunuz. Aksi halde AK PARTİ haksızlığın daniskasını yapmış olur.
”Büyük bir çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırlarında yaşama marifeti gösteren emeklilerimizin sizden beklentileri insan onuruna yaraşır bir maaş almaktır. Son yapılan intibak düzenlemesi SSK emeklilerinin bir kısmının ağzına bir parmak bal çalmaktır. Hâlbuki AK Parti az maaş alanlara çok, çok alanlara da az zam yapacaktı. Böyle olmadığı gibi, asıl ana sorun olan bütün emeklilerin maaşları arasında ki adaletsizlik ve dengesizliktir. Tüm Emekliler nerede ise sadaka, zekât, fitre alacak duruma getirilmiştir. Emeklinin onuru ile kimsenin oynamaya, siyasi malzeme yada polemik yapmaya hakkı yoktur. Olmamalıdır. Sayın Bakanımızdan, tüm emeklileri ilgilendiren bu dengesiz ve adaletsizliğin giderilmesi, sosyal ve hukuk devlet olmanın gereğini yapmasıdır.
“Sosyal Hukuk Devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliğin yanı sıra sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir.
Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın özüne uygun biçimde korumasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. Anayasa’nın, Sosyal Devlet nitelikleri arasında yer verdiği Sosyal Hukuk Devleti’nin dayanaklarından birini oluşturan Sosyal Güvenlik kavramının içeriğindeki temel esas ve ilkeler uyarınca, toplumda yoksul ve muhtaç insanlara devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgari yaşam düzeyi sağlanmalıdır. Böylece sosyal adaletin ve Sosyal Devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın sağlanması ile eşitsizlikler ortadan kalkmış olur.”