Acem oyunu!..

Acem oyunu!..

Osman Devleti'nde İranlılar için ‘Acem' kelimesi kullanılırdı. ‘Acem Oyunu' tabiri de yine İranlıların çevirdiği entrikalara verilen isimdir.

Ben öncem oyunlarının uzun tarihçesini yazmayacağım. çok yakın zamanda yaşadığımız dönemde çevirdiği dümenlere bir bakalım...

ABD’deki 11 Eylül 2001 saldırları sonrası Amerika El Kaide üzerinden hedefe koyduğu Afganistan’ki Taliban rejimine savaş açtı.

ABD öncülüğünde Koalisyon güçleri Günler süren bombardımanı bir sonuç vermeyince devreye İran girdi ve “kuzay itifakkı” denilen kuzey cephesinden her türlü silah ve muhimat desteğiyle saldırıya geçildi. Kuzey İtifakkının başında da İran yandaşı Burhanettin Rabbani bulunuyordu. Amerikanın deviremediği Taliban’ı İran’ın desteğiyle Kuzey İtifakkı devirdi. Ki dönemde ABD İran’ı, Irak ve Kuzey Kore ile birlikte “Şer üçgeni” ilan etmişti. Taliban sonrası hedef ülkeyken ABD ile işbirliği anlamına gelen böyle bir siyaset izledi...

Daha sonra ABD öncülüğünde Koalisyon güçleri Irak’ı hedef aldıklarında yine en büyük desteği İran’ın etkisindeki Şiilerden görmüştü. Irak’taki en büyük din adamı Ayettullah Ali Sistani açık açık koalisyon güçlerine desteğini ilan etmişti. Ama o dönemde de ABD politikasında hiç bir değişiklik yok!.. yine İran “Şer üçgeni” içerisinde...

ABD Irak işgali sonrası El Ambar bölgesinde bulunan sunni müslümanlara olmadık işkenceler yapılırken, kadınlarına tecavüz edilirken katil ve tecavüzcü askerlere en büyük desteği yine İran’nin güdümündeki şiiler vermişti. Ve o dönemde de İran “Şer üçgeni” içerisinde... nükler çalışmaları dolayısıyla birinci hedef ülke... (İran’daki nükleer çalışmalara en büyük desteği yine o dönemde Türkiye’nin verdiğini de bir kenara not edelim)

ABD Irak işgali sonrasında hep hedef yaptığı ülke İran’a saldırmak yerine Suriye saldırmak için hazırlık başlattı . o zaman buna kalkan olan ülke Yine Türkiye oldu. O dönemde Worlds Socialist web sitesinde; Türkiye ile ABD arasında, Türk ordusunun kuzey Irak’a askeri müdahalesi konusunda yaşanan anlaşmazlık şiddetleniyor diye bir makale yazmıştı Peter Schwarz’i...

O dönemde Irak sınırı boyunca devasa askeri yığınağı yapan Türkiye’nin hedefinde PKK olduğu söyleniyordu.Tanklar, ağır toplar, savaş uçakları ve helikopterlerle desteklenen en az 60.000 bin asker, Irak, İran ve Türkiye sınırındaki sarp Kandil Dağları’nda yer alan PKK kamplarını vurmak üzere toplanmış diye haberler yapılıyordu. Ama Bu kadar yığınak PKK’yı vurmak için yapılmamıştı. ABD ve koalisyon güçlerine; “Siz Suriye’yi vurursanız bende Kuzey Irak’a girerim” diye tehdit etmişti. Ve bu tehditler sonuç vermiş, Akdeniz’e kadar gelen ABD savaş gemiler savaşa girmeden geri dönmüştü.

Bütün bunlar yaşanırken İran İsrail’i her zaman vurmakla tehdit etmiş. İsrail’e Karşı savaşan şii Hizbullah’a askeri eğitimden silaha kadar her şekilde destek vermişti-veriyor. Bunun yanında Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS)’da destek vermiş ve bununla İslam dünyasının sempatisini kazanmıştı.

Düne kadar bütün islam aleminden semparti ile bakılan İran, çevridiği “Acem oyunu” olduğunun, Esad’ın katliamlarına destek vererek gösterdi. Bu desteğini Hizbullah’ı Suriye’deki savaşa sürerek katliamlar gerçekleştirmesiyle sürdürdü.

Son olarak çevirdiği acem oyunlarını gizlemeyen İran, Beşar Esed’in artık gideceğini-gönderileceğini görünce bu kez; “İran İslam Devleti Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, IŞİD'le savaş adına Esed rejiminin devrilmeye çalışılması durumunda İsrail'in güvenliğinin tehlikeye düşeceğini söylüyor” adama sormazlar mı sen yıllarca İsraille ne için savaşıyordun? Bunu politika gereği yapıyorsanız, bu politika hem gayri islami hem de gayri ahlaki... İran en azında islami birlik için bunu yapmamalıydı. Salt menfaatler uğruna fitne ateşine odun taşımamalıydı.. Yazık, çok yazık!..

Ben Cuymhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle söyliyeyim; “Sen ne biçim İslam devletisin?”

Burada en ihtiyatlı ve ahlaklı davranan yine Türkiye Devleti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Erdoğan, "Mezhepçilik bizim nefret ettiğimiz bir şeydir. Ben bütün mezheplere karşıyım. Benim için aslolan İslam'dır. Ben Müslüman'ım. Ama bu sünnicilik değil. Arap dünyasında böyle bir gelişme var. Şia Şiacılık, Sünni Sünnicilik yapmamalı. Bırakalım, biz Müslümanız” diyor.

Ya birlikte büyüyeceğiz, yada çevireceğimiz oyunlarla birlikte küçüleceğiz. Sonrada sömürüden bahsedemeyiz. Biz sömürülmek için bu kadar bir birimizi tuzağa çekersek, sömürgecilerim sömürü yapmaması enayilik olur...